"Seninle tanışmak harikaydı, hadi bir daha yapalım. Nasıl tek gecelik kaldık? Seninle arkadaştan öte olmak istiyorum."
Sena, Nehir'e sarılıp ağlarken Nehir'in elinden sadece onun sırtını sıvazlayıp sakinleştirmeye çalışmak geliyordu. Ne yapacağını bilemiyordu. Ailesini sevmeyen birini nasıl teselli edeceğini bilmiyordu çünkü. Nehir ailesini severdi. Yani küçükken... Çok severdi onları. Annesini, babasını, küçük kardeşini çok severdi Nehir. Ailesi bir yerden sonra onu sevmeyi bıraksa da severdi o. Çok severdi.
Sena hıçkırmasını bastırmaya çalışırken Nehir onun saçlarını yüzünden çekip boynunda topladı ve "Canım... Neler olduğunu anlatsan mı? Çünkü bir geldim, abim gelmiş dedin ve ağlamaya başladın hemen." dedi. Sena burnunu çekip "O benim abim değil." dedi. Nehir "Geldiğinde öyle demem-" derken kollarındaki kadın sinirle "Yanlış söylemişim o zaman Nehir! Abim değil o benim!" dedi.
Nehir kaşlarını kaldırınca kabalığını fark etmişti Sena. Yanaklarını silip "Özür dilerim ben... Sadece... Onu görmek istemiyorum, gelecek yine her şeyi mahvedecek." dedi. Nehir kadının toparlanıp anlatmasını bekledi sakince. Gerçi bunu ona değil, Yamaç'a anlatsa daha iyi olurdu ama...
Sena ağlamayı bırakabilince sakin kalmaya çalışıp Nehir'e her şeyi anlattı. Abisinin ona nasıl zarar verdiğini, onu kullandığını, onu kontrol ettiğini... Nehir kanı dona dona dinlemişti Sena'nın anlattıklarını. Ve bir kere daha nefret etmişti o Güzide'den. Sena burnunu çekip "Ben şimdi ne yapacağım Nehir? Gene geldi, gene burada! Çukur'a musallat olur eğer beni ve Yamaç'ı öğrenirse. Sırf benim yüzümden-" derken Nehir onun omuzlarını tutup "Canım... Bunları Yamaç'a anlatman lazım. Tüm korku ve endişelerini... Sana o yardım edebilir, o senin kocan." dedi yine.
Sena başını iki yana sallayıp bakışlarını kaçırdı. "Hayatta olmaz Nehir. Yamaç... o bizi barıştırmaya falan çalışır. Daha fazla maruz kalırım Emrah'a. Olmaz." Nehir başını yana eğip "Nasıl çözeceksin o zaman bu sorunu? Emrah'la mı konuşacaksın gitsin diye?" dedi. Sena gözlerini kısıp biraz düşündü. Nehir de o sırada "Ciddi olamazsın Sena! Kocanla, Yamaç'la, konuşmayıp o manyak abinle mi konuşacaksın? Çözümün bu mu gerçekten?" dedi.
Sena ona dönüp "Evet Nehir! Tam olarak bunu yapacağım." dedi. Nehir başını salladı. "İyi, ne halin varsa gör o zaman. O salak Yamaç bir, sen de ikisin. Sorunlarını konuşmak yerine başka yerlere kaçın hep." Nehir kalktı ve çantasını alıp "Şu Emrah'ın yanına gitmeden önce ara, seninle geleceğim." dedi. Sena tek kaşını kaldırıp "Hani yaptığım aptalcaydı?" dedi. Nehir "Aptalca hala." diye onayladı onu. "Ama aptal ya da değil, arkadaşımsın ve seni o manyağın yanına tek göndermiyorum. Sonra Yamaç öğrenirse ağzıma sıçar." Sena başını sallayıp hafiften gülümsedi. Nehir de ona bakıp omuzlarını düşürdü ve kadının saçlarını öpüp "Aptal." dedi ve kapıya ilerledi.
***
Sena ve Nehir saklanmaya çalışıp kafede onlara sırtı dönük bir şekilde oturan adama baktılar. Nehir "Bu mu şimdi Emrah?" deyince Sena başını salladı. Nehir yutkunup "Tamam. Tamam önce ben giriyorum ilgi çekmesin diye, birkaç dakika sonra da sen girersin. Tek bir işaretinde de seni alırım oradan gideriz." dedi. Sena başını sallayıp yine arkadaşına teşekkür etti onu yalnız bırakmadığı için.
***
Nehir kafeye girip gayet sakin bir şekilde boş bir masaya oturdu ve kahve sipariş ettikten sonra telefonunu çıkartıp Subway Surf oynamaya başladı. Bir yandan da gizlice tek başına oturan kıvırcık saçlı adama bakmaya çalışıyordu. Kahvesi gelince Nehir gülümseyerek teşekkür etti ve ilk yudumunu alırken adam "Sizi bir yerden tanıyor muyum?" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çalınan Dans
FanfictionYamaç sızlanıp "Nehiiiiiiiiiir." dedi. Nehir kulağını tutup "Bağırmasana be!" dedi. "Gene ne oldu?" Yamaç gözlerini tam açamayarak "Nehir ben bugün mezun oldum." dedi sarhoş sesiyle. Nehir başını sallayıp "Biliyorum salak, o yüzden çıktık ölene kada...