3.2 // Ruh Tanır Eşini

338 18 21
                                    

"Ayyaş ruhum sayıklıyor. Her zerrem sende çarpıyor."




Nehir koltukta daldığı uykusundan kapısına sertçe vurulmasıyla uyanmıştı. Oflayıp "Ne oluyor be deli mi sikti gece gece?" diye söylenirken kapıyı açtı. Yamaç karşısındaydı. Nefes nefeseydi ve ona bakıyordu. "Konuşmamız lazım." İkisinin de aynı anda söylediği bu cümle aralarında asılı kalmıştı. Nehir kapının önünden çekilip Yamaç'ı içeri aldıktan sonra kapıyı kapattı. Anlaşılan Salih hemen haberi kardeşine yetiştirmişti.

Yamaç hemen salona geçip kabanını tekli koltuğuna atmıştı. "Bana anlatmak istediğin bir şey var mı Nehir?" Kadın başını salladı ve soğukkanlılığını korumaya çalışarak "Var. Hamileyim." dedi sakince. "Senden, elbette ki senden. Ve aldırmak istiyorum." Yamaç zaten bildiği şeyi Nehir'in de ağzından duyunca ufak bir şoka girmişti. Başını salladı. "Tamam, ben aldırmanı istemiyorum ama nasıl yapacağız?"

Nehir kaşlarını çattı. "Senin vereceğin bir karar değil bu Yamaç." dedi ve sinirini göz ardı edip adama yaklaştı. "Yamaç, canım, bak biliyorum bu çok fazla. Asla bunun olmasını, baba olmayı hiç böyle hayal etmemiştin. Benden değil, bu şekilde değil. Biliyorum. Şimdi de sadece anın sıcaklığıyla bebeği istediğini söylüyorsun ama gelecekte ona bakıp, bana bakıp pişman olmanı kaldıramam ben. Düzgünce düşünsen sen de anlayacaksın. Bebeği aldırmam en doğrusu."

Yamaç kızaran gözleriyle ona bakıp acıyla gülümsedi. "Bu kadar kör olamazsın Nehir ya." dedi. "Bu kadar... Nehir ben sana aşığım." Nehir de gülümsedi. "Hayır değilsin." Bu cümleyle Yamaç sinirlenmişti. "Benden daha iyi bilemezsin Nehir, sana aşığım diyorum ya! Ve biliyorum ki sen de bana aşıksın, hiç inkar etme!" Nehir gözlerini kırpıştırdı. "Sen... nasıl?"

Yamaç uzanıp kadının ellerini tuttu. "Nehir, birtanem. Kaç yıldır birlikte yaşıyoruz biz. En yakın dostumsun sen benim, bu hayatta beni belki de benden daha iyi tanıyan tek kişisin. Ama kabul et, ben de bu hayatta seni belki de senden daha iyi tanıyan tek kişiyim. Tabi ki de bana aşık olduğunu biliyorum. Gözlerinden okunuyor birtanem."

Nehir titreyen ellerini Yamaç'tan kurtarmaya çalışsa da başaramamıştı. "Ne zamandan beri peki?" Yamaç duraksadı. Kadının içini rahatlatmak için yalan söyleyebilirdi ama bir şeye başlayacaklarsa saf bir dürüstlükle başlamak istiyordu Yamaç. "Emrah Sena'yı kaçırdığından beri."

Yamaç'ın söylediği isimle Nehir ellerini sertçe ondan çekti. Yamaç ona en başında bebeği neden aldırması gerektiğini hatırlatmıştı böylece. Göz yaşlarını sertçe silip "Özür dilerim. Asla senin bu duygularımdan haberdar olmanı beklememiş, ummamıştım. Rahatsız ettiğim her an için öz-" derken Yamaç "Nehir saçmalama lütfen, özür dilemene gerek yok." dedi bıkkınlıkla. Bıkmıştı. Nehir'e aşıktı, Nehir de ona aşıktı ama nedense Yamaç şu an uzanıp kadına sıkıca sarılamıyor, onu öpemiyordu.

Nehir burnunu çekti. "Olsun." dedi ve nihayet Yamaç'ın yalvarış dolu yeşil gözlerine baktı. "Yamaç anla lütfen. Sen bunu hiç böyle hayal etmemiştin. Sen anlattın bana ya. Sena'yla üç çocuk. Birincisi kız, ikincisi oğlan, üçüncüsü gene kız. Bu hayalinde ben yoktum, -elini karnına bastırarak- o yoktu. Biz yokuz Yamaç." Kadın "Lütfen, git artık ki ben halledeyim bunu sabah ilk iş." dedi dolan gözleriyle.

Nehir Yamaç'a kapıyı açmak için arkasını dönerken adam "Rüyamda gördüm seni." dedi. "Bir bebek veriyordun bana." Yamaç'ın bu sözleri Nehir'i olduğu yere çakmıştı. Gözleri önüne beyaz giysileri içinde ona gülümseyerek bakarken bebeklerini tutan Yamaç gelmişti. Arkasını dönüp inanamayarak Yamaç'a baktı. "Sahildeyiz." Bu sefer şaşırma sırası Yamaç'taydı. Başını salladı. Gözleri birbirlerinden ayrılmazken ikisi de aynı anda "Üzerimizde beyaz giysiler." dedi.

Çalınan DansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin