"Ne giyerse giderdi hoşuma, öyle tatlı bela ki başıma"
Genç kız her zamanki sırasına başını kitabından kaldırmadan oturup çantasını da yan sandalyeye bıraktı. Kitabını okumaya devam ederken başına biri dikilmişti. "Burası boş mu?" İtil başını gene kaldırmadan "Yoo geçebilirsin." deyince çocuk yanına oturdu. "Ne okuyorsun?" İtil oflayıp "Kurt Kanunu." derken başını kaldırdı ve yanında ona sırıtan Akın'ı buldu.
Şaşkınlıkla "Senin ne işin var burada?" dedi. Akın omzunu silkip "Dershanede buluşup konuşmamız daha mantıklı olur diye düşündüm. Göze batmaz." dedi. "Nasıl fikir ama?" İtil bozulan sinirleriyle gülümseyip "Güzel fikir de... burası A sınıfı. Sen buraya nasıl geldin hemen? Ders çalışmıyorum demiştin?" dedi. Akın omzunu silkti. "Soruları çaldım. Bir şey olmaz."
İtil onun koluna vurup "Yaptığın çok ayıp." dedi sinirle. "Neyse. Dersin başlamasına az kaldı, dersten sonra konuşalım." Akın başını salladı. "Elbette. Şey bu arada, ders ne?" İtil gözlerini devirip "Edebiyat." dedi. "Burası aynı zamanda TM sınıfı biliyorsun değil mi? Fen falan görmeyeceğiz." Akın omzunu silkti. "Canıma minnet. Hiç sevmem."
Öğretmen gelip de ders başladığında İtil hemen defterini çıkartıp not almaya başlamıştı. Akın'sa tahtaya yazılanların fotoğrafını çekiyordu sadece, dersle ilgili görünmek için. Kalanında da telefonundan twitter'da dolanıyordu. Öğretmen bunu fark edince ona seslendi. "Akın. Derstesin değil mi?"
Akın hemen telefonunu kapatıp başını kaldırdı. "Evet hocam." Kadın ona bakıp "Tamam o zaman küçük bir sözlü yapalım sana ha?" dedi gülümseyerek. "Türk edebiyatında hikayenin gelişimini anlatabilir misin?" Akın yutkunup İtil'in ona kopya vermesine fırsat vermeden "İslamiyet öncesi Türk edebiyatında hikayelerin yerini destanlar tutar." diye başladı. "Geçiş döneminde Dede Korkut Hikayeleri var. İslamiyet etkisinde divan edebiyatında mesneviler varken halk edebiyatında halk hikayeleri vardır. Batı etkisinde gelişen edebiyatımızda ilk hikaye örneğini Ahmet Mithat Efendi vermiştir : Letaif-i Rivayat. Batılı anlamda ilk hikaye de Samipaşazade Sezai'nin Küçük Şeyler kitabıdır. 23-40 arasında genellikle olay hikayeleri hakimken 40 sonrasında durum hikayesi de yazılır. Özellikle Sait Faik ve-"
Kadın elini kaldırıp "Tamam tamam. Yeterli. Aferim." dedi. "Ama gene de burada anlatılanları da dinle ve not al." Akın sevimli bir şekilde gülümseyip "Tabi hocam, ben bugün defterimi unutmuşum da, o yüzden fotoğraflarını çekiyorum sadece." dedi. Kadın başını sallayıp derse devam ederken İtil şaşkınlıkla Akın'a bakmaya devam etti. Çocuk bunu fark edince "Ne?" dedi. İtil onun koluna vurup "Hani çalışmıyordun?" dedi. "Bu ne şimdi?"
Akın "Ha... ya ben sınava çalışmıyorum sadece. Ama Salih amcam edebiyatı sever. Bazen bira içerken gaza gelip böyle anlatıp duruyor. Aklımda kalanları saydım sadece." dedi gülümseyerek. "Edebiyat tekrarına falan ihtiyacın olursa söyle, hemen Salih amcamı sarhoş edip getiririm yanına." İtil gülümsedi. "Sağ ol teklifin için ama ben iyiyim Akın."
Ders yarım saat sonra bitince İtil ayaklanıp "Burası çok kalabalık." dedi. "Bahçede konuşalım." Akın kızı merdivenlerde takip edip bahçenin ıssız bir köşesine geldiklerinde Akın "Evet prenses, şimdi babacığınızın isteği neymiş öğrenebilir miyim?" dedi. İtil kendinden emin bir şekilde "Dedem istediğimiz gibi bir tepki vermedi fabrikaların mahvolmasına. Daha sert bir şey yaşaması lazım." dedi. "Babamı kaçıracaksınız."
Akın gözlerini kırpıştırıp "Ney?" dedi. "Babanı kaçıracağız? Sonra? Çağatay'a nasıl yıkacaksınız suçu?" İtil omzunu silkti. "O kısma annem bakacak." dedi. "Halleder o. Ama bakın, ne zaman ve nasıl kaçıracağınızı bize söylemek yok. Gerçekçi durması lazım. Amcanlar da kabul ederse ben size babamın bir haftalık programını atacağım. Ne zaman nerede kimlerle olacağı belli olacaktır orada. Bakarsınız, tamam mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çalınan Dans
FanficYamaç sızlanıp "Nehiiiiiiiiiir." dedi. Nehir kulağını tutup "Bağırmasana be!" dedi. "Gene ne oldu?" Yamaç gözlerini tam açamayarak "Nehir ben bugün mezun oldum." dedi sarhoş sesiyle. Nehir başını sallayıp "Biliyorum salak, o yüzden çıktık ölene kada...