2.7 // Acından Öptüm

311 22 34
                                    

"Kameraya gülümseyin en güzel açınızdan, kime ne acınızdan."




Nehir hala Karaca'nın Azer'le ilgili anlattıklarını hazmetmeye çalışırken bir de adamın annesinin Koçovalı evinde olduğunu öğrenmesiyle arkadaşlarını ziyaret adı altında Karaca'nın dikkatini çeken adama bakmaya gitmişti. Evet, tatlı çocuğa benziyordu. Tabi bunun sebebi annesinin yanında yavru kediye dönmesi de olabilirdi.

Damla kahveleri yaparken Saadet kadını salak sorularına boğuyordu. Nehir de gizlice salondaki gergin havayı izliyordu. Yamaç hiç rahat gözükmüyor ve kendini kasıyordu. Azerler gidince onunla konuşmayı aklının bir köşesine not etti kadın. Kahveler olunca Nehir "Ben götüreyim mi? Sen yoruldun zaten." dedi Damla'ya. Cumali'nin derdine düştüğü için kendini cidden çok yoran Damla başını salladı minnetle. "Götürsene Nehir hadi. Hem benim o beni kaçıran adama bakmaya hiç mecalim yok."

Nehir mutfaktan çıkıp salona girince herkesin dikkati ona dönmüştü. Yamaç hemen daha dik oturup üstünü düzeltti. Nehir herkese gülümseyip kahveleri dağıttıktan sonra en son Azer'e verirken sinir bozucu, sahte bir gülümseme sunmuştu. Herkes kahvelerini içmeye başlarken Nehir "Sultan Hanım bir ihtiyaç olursa seslenirsiniz, biz mutfaktayız." dedi. Sultan başını salladı.

Kadın salondan çıkınca Fadik zaten gergin olan ortamı yumuşatmaya çalışarak "Hanım kızımız da çok güzelmiş, gelininiz mi Sultan Hanım?" dedi. Bu yorumla Yamaç'ın dudakları hafifçe kıvrılmıştı. Ne kadar başını öne eğse de Selim görmüştü bu gülümsemeyi. Bir şey söylememeyi tercih ederken annesi "Yok, ama kızım gibidir. Benim küçük oğlum Yamaç'la arkadaşlar kaç yıldır." dedi. "Ailemizden ama. Bizim için aile her şeydir. Babamızdan böyle gördük." Fadik başını salladı gülümseyerek. Lafın devamı gelmeyince gene susmuştu salon.

Azer ve annesi gitmeden önce Karaca amcasından gizli mutfağa inmiş ve camdan onları izlemişti. Neden bilmiyordu ama içinde Azer'i görmek için bir istek vardı hala. Nehir ve Karaca, camdan Yamaç ve Azer'in konuşmasını izlerken Nehir yanındaki kıza bakıp "Karaca. Kuzum sen sadece konuşmadan oturduğunuzdan emin misin?" dedi. Karaca ona dönüp "Evet. Neden ki?" dedi kaşlarını çatarak. Nehir omzunu silkip "Hiç. Sadece ne bileyim, bir fazla ilgilisin de ondan." dedi. Karaca hafiften kızarırken "Yoo." dedi başını öne eğip.

"Sen neden odanda değilsin?"

Yamaç'ın sesiyle ikili ona dönmüşlerdi. Nehir Yamaç'ın yüzündeki sert ifadeyi fark edince hemen "Ben çağırdım." dedi. "Ne oldu?" Yamaç Karaca'ya kızacakken Nehir'in dediğiyle durup vazgeçti. "Tamam o zaman. Neyse, Karaca hadi sen Nehir Ablanla beni yalnız bırak biraz." Karaca başını sallayıp gittikten sonra Yamaç hemen Nehir'e geri dönüp "Eee?" dedi.

Kadın "Ne eee?" deyince Yamaç sabırsızca "Eee işte Nehir. Karaca'yla Azer ne iş? Ne konuşmuşlar? Herif ne yapmış?" dedi. Kadın omzunu silkip "Bir şey yapmamış be. Oturmuşlar o kadar. Bizim kızın inadı belli, Azer'de de aynı inattan olunca oturmuşlar sadece." dedi. Adam alt dudağını yalayıp "Peki ya Karaca? Hala Azer'den nefret ediyor değil mi?" dedi. İşte bu soruyla da Nehir susmuştu.

"Değil mi?" diye bastırdı Yamaç. Nehir oflayıp "Bilmiyorum. Bir ilgili bakıyordu ama sadece meraktan da olabilir." dedi. "Ama bana bak sırf bu yüzden Karaca'ya kızarsan çok pis döverim seni." Yamaç burnundan soluyup "Nehir. Bak ben bu herifi öldüreceğim elbet bir gün. Karaca'nın ondan bir gıdım bile hoşlanması demek, o ölünce üzülmesi demek." dedi. "Tek yeğenimin üzülmesini istemiyorum hiçbir koşulda."

Nehir kollarını göğsünde bağlayıp "Tek?" diye sordu. "Akın'ı o kadar sildiniz yani?" Yamaç yüzünü buruşturup "Şunun adını anma bu evde." dedi. Nehir inanamayarak ona baktı. "Yamaç. Çocuk o an doğru olduğuna inandığı şeyi yapmış sadece. Ailesini korumak için böyle bir yola başvurmuş. Zamanında Salih de aynısını yapmıştı hatırlarsan."

Çalınan DansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin