0.9 // Saçma Bir Düğün

327 18 12
                                    

"Ve onu genç bir kızla gördüm. Ve ona bakışı beni irkiltti çünkü eskiden hep bana öyle bakardı."




Karaca'nın doğum günü yaklaşırken Nehir bunu Sena'ya söylemişti hemen. Sena ona gülümsemiş ve "Tamam da bunu direkt Yamaç'a söylesene Nehir, bu üçlüde aracı olan hep sendin." demişti. Nehir'in buna verecek bir cevabı yoktu elbette. Yamaç'ı geçtim, senin bile yüzüne bakamıyorum ki ben düşündüklerimden utandığım için Sena, diyecek hali yoktu. O da sadece omzunu silkip "Yardım edecek misin etmeyecek misin?" demişti onların yerine.

Şimdiyse Nehir hiç Yamaç'la karşılaşmadan Sena sayesinde kızları dışarıya çıkartmışlardı. Karaca Nehir'in, Akşın da Sena'nın koluna girmiş yürürlerken Nehir "Nasıl bir elbise istiyormuş benim kuzum?" dedi. Karaca omzunu silkip "Bilmiyorum, fark etmez." dedi. Akşın ona bakıp "Olur mu öyle şey? On sekiz oluyorsun Karaca! Çok güzel bir elbise alalım!" dedi heyecanla. "Sana beyaz yakışır bence." Nehir Karaca'yı bir süzüp "Bence de yakışır." dedi.

Sena elindeki kahvesinden bir yudum alıp "Şuraya bakalım?" dedi ve mağazayı işaret etti. Dörtlü içeri girip Akşın'ın beğendiği birkaç elbiseye baktılar. Akşın'ın mavi elbisesi ona çok yakışmıştı, Karaca da beyaz bir tulum bakmıştı. Sena da Nehir'in zoruyla beyaz bir elbiseyi denerken Nehir de kendine gri bir elbise bakıyordu. Nehir elbisesini bulup kabine gitti ve "Sena ben de buldum bir şeyler." diye fısıldadı. Sena da aynı şekilde "Ne güzel, bakarız şimdi. Çıkayım bir." dedi.

Nehir kızların tarafına bakıp hafiften gülümseyerek "Sena... Şimdi bu Sultan vuruldu ve yürüyemiyor ya... Bedduamız mı tuttu dersin?" dedi. Sena kabinin perdesini hafifçe çekip gülmesini saklamaya çalışarak "Sus kız! Duyacaklar." dedi. Nehir kahkaha atarken gözü birine takılmıştı. Koltukların birine yayılmış ona bakıyordu. Nehir irkilip "Kal sen burada." dedi Sena'ya ve Emrah'a ilerledi. "Ne işin var burada? Polislikten sıkılıp özel dedektif oldun da bizi mi takip ediyorsun?"

Emrah ayağa kalkıp "Alakası yok. Alışverişe geldim ben." dedi ve en yakındaki askıdan bir etek alıp üstüne tuttu. "Nasıl? Yakıştı mı?" Nehir gülüp "Yaa. Çok tatlısın. Yakıştı. Al bence." dedi. Emrah başını sallayıp eteği askısından çıkartıp koluna astı. "Sen de tutsana bir elbiseyi, bakayım." Nehir "Hayır." dedi basitçe. Emrah omuzlarını düşürüp "Hiç eğlenceli değilsin." dedi Nehir'i taklit ederek. Nehir yalandan gülümseyip "Emrah. Siktir git hadi. Yanımızda kızlar var." dedi. "Senin de bir sınırın, bir şeyin vardır değil mi?" Emrah Nehir'in omzunun ardından Akşın ve Karaca'ya baktı. "Seliminki hangisi? Kahramanınki hangisi?"

Nehir "Niye soruy-" demeye kalmadan Emrah "Dur ben tahmin edeyim. Esmer olan... Seliminki. Evet evet. Benziyor babasına. Sarışın da Kahramanınki o zaman. Tamam." dedi. "Sadece bunu bilmek istemiştim Nehir. Sena da Mehmetinki. Sen kiminsin? Anan, baban? Hani benim bile yalandan olsa var, senin hiç mi yo-" Nehir'in sinirle onun burnunun ortasına yumruk atmasıyla sözü yarıda kesilmişti. Nehir sinirle ona bakarken Emrah burnunu tuttu gülerek. "Gerçekten çok tatlısın."

***

Karaca'nın doğum günü partisine anca yetişebilmişti Nehir. Pastayı o getirmişti kızın önüne. Karaca pastasını üflemeden kalkıp ona sarılmıştı sıkıca. Nehir de ona sarılmıştı. Karaca mumları üfleyince Yamaç pastayı alıp mutfağa geri götürürken Nehir de el mecbur peşine düşmüştü istemese bile. Yamaç bıçağı alıp pastayı kesecekken Nehir "Ben keserim Yamaç." dedi ve bıçağa uzandı.

Yamaç bıçağı geri çekip "Ha şimdi benimle konuşuyorsun ha?" dedi. "Hayırdır? Ne oldu birden bire? Bana küs falan değil miydin?" Nehir omuzlarını düşürüp "Ne alakası var gerizekalı? Ben sana hiç küsmedim, küsmem de." dedi ve gene bıçağa uzandı. Yamaç bıçağı yukarı kaldırıp "O zaman neden on iki gündür konuşmuyoruz? On iki gün!" dedi. "Sebep?" Genç kadın ona bakakalıp yutkundu ve "Bir sebebi yok Yamaç. Sen şimdi meşgulsün falan diye denk gelememişizdir." dedi.

Çalınan DansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin