_kitaptozu4 / _moglinna
GERÇEK, YALANA
SARILINCA24
"EROS'UN OKU"
Enis ve ben uçaktan indiğimizde arka arkaya çıkışa ilerliyorduk ki üzerimizdeki ince giysiler yüzünden soğuğu iliklerimize kadar hissediyorduk. Daha doğrusu sanki soğuğu hisseden bir tek bendim. Enis çok rahat bir şekilde ilerliyordu.
Az sonra çıkış kapısının yakınında gördüğüm tanıdık bir yüzle gülümsemeden edemedim. Zühre'nin abisi Şahin abiydi! Yalnız, kolunun üstünde tuttukları da neydi öyle?
Şahin abi bizi fark ettiğinde telefonu arka cebine bırakıp bize doğru yürümeye başladı. Ben ise çoktan hızlanan ayaklarımla Enis'in önüne geçmiş, biraz sonra da boynuna atlamıştım.
Bana sarıldığında Şahin abi, "Rebena," dedi heyecanla. "Çok şükür! İyisin değil mi?"
İyi olduğumu söylemek istediğim dakikalarda Enis kollarımızdan tutarak bizi birbirimizden uzaklaştırdı ve Şahin abinin kolu üzerinde duran montlardan birini alıp karnıma yasladı. Diğerini de kendi aldı.
Kıskanç! Ve de suratsız!
Montu elinden aldığımda şahin abiye yeniden gülümsüyordum. "İyiyim şahin abi, sen nasılsın?"
Enis'ten dolayı çekindiği için zoraki bir gülümsemeyle, "Aynı," dedi. "Ama sen geldin ya, yeter o. Sonunda!"
Enis çoktan montunu giyinmiş, ben de diğer kolumu içine sokuyordum.
"Araba hazır mı?" diye sordu Enis.
Başıyla beraber, "Evet Enis bey," dedi Şahin abi. "Ben gidip çalıştırayım, siz gelirsiniz."
Enis kafasını aşağıya yukarıya salladı.
Dalgaları bozulan saçlarımı montun altından çıkarırken, "Halil'i göremedim," dedim. "Dışarıda mı yoksa?"
"Hayır. Dinlenmesi gerekiyor. Evinde." Önden yürümeye başladı.
"Durumu iyi ama değil mi?" diye sordum arkasından ilerlerken.
"Evet, merak etme."
Beraber dışarıya çıktığımızda gecenin karanlığı her yere hakimdi. Uçağa binmeden önce de geceydi ancak saat farkından dolayı burada da hemen akşam olmuştu. Hatta gece yarısı olmak üzereydi.
Şahin abi arabayı çalıştırır bir vaziyette ön koltukta otururken Enis arka kapıyı açtı, benim binmemi bekledi ve ben bindiğim gibi de kapıyı kapatıp kendi de ön koltuğa oturdu.
Trafiğe koyulduğumuzda bizi arkadan, sağdan, soldan takip eden korumalar yoktu. Sanırım Enis İlhan'ın şu an bize dokunamayacağının rahatlığı içinde olduğu için bu gece gerek duymamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İTAAT
Romance"Kimsin sen Enis Altınday?" Diye sorduğumda, bakışları bana hissettirdikleri kadar anlamsız değildi. "Tehlikeli ve tutkulu bir adam mı yoksa yardımsever ve vicdanlı biri mi? Kimsin? Nesin sen?" "Ya sen?" Diye soruma karşılık sordu. "Yalan," dedim...