GERÇEK, YALANA
SARILINCA5. GÖNÜL SAHYALARI
İlhan'ın beni kucağından indirmesinden sonra salondakilerin alkışları eşliğinde arkadaşlarımızın yanına gittik ve tebriklerini tek tek kabul ettik. Gözümden kaçmayan, beni rahatsız eden; Neva, Janset ve Seyit'in isteksiz sarılmalarını bile.
Zühre çok mutlu bir şekilde kutlama yapmamız gerektiğini söylerken, "Çok özür dilerim ama Rebena'yı çok acil eve götürmem gerekiyor," dedi Janset. Bakışları direkt İlhan'ın üzerindeydi. "Gecenizi mahvettiğimin farkındayım ama bu gerçekten çok önemli bir konu."
Şaşkınlıkla ne demek istediğini anlamaya çalışıyordum. Bir şeyden haberim yoktu.
"Anlamadım," dedi İlhan. "Neden onu apar topar götürüyorsun ki?"
"Annemle alakalı," dedi Neva.
"Rahatsızlanmış ve hastaneye kaldırılmış," diye onlara destek çıktı Seyit.
O ara hem Janset'le hem de Neva'yla ayrı ayrı göz göze geldiler. Öyle bir şey olmadığını anlayabiliyordum ama neden beni buradan çıkarmak için birbirlerinden habersiz, yalanları sıralıyorlardı işte bunu anlamıyordum. Yoksa beni İlhan uzaklaştırmak mı istiyorlardı?
"Kızları acil götürmem gerekiyor," dedi Seyit, İlhan'a. "Sorun olmaz umarım..."
İlhan yerine, "Elbette sorun olmaz," diye cevap verip çantasına uzandı Janset. İlhan'ın konuşmasına fırsat vermemişti, vermek istememişti. "Annemiz rahatsızlanmış ve hastaneye kaldırılmış sonuçta. Şu an sağlıktan daha önemli bir şey göremiyorum."
Ardından Neva ekledi; "Kutlamayı sonra da yapabilirsiniz."
İlhan anlamsız anlamsız bana bakarken herkes gibi tüm keyfi kaçmıştı.
"Umarım önemli bir şey yoktur!" Aslım benden daha fazla endişeli görünüyordu.
"Evet!" dedi Zühre. "Durumu nasıl peki?"
Neva ve Janset'in yerine, "Hastaneye gidip öğreneceğiz," dedim ve İlhan'a döndüm. "Ben gidiyorum, sana sonra haber veririm... Gece böyle bittiği için üzgünüm ayrıca."
"Sorun değil," deyip avcunu koluma yasladı. Bozulduğunu belli etmemeye çalışıyordu ama gece böyle bittiği için ne hissettiği gün gibi ortadaydı. "Seni hastaneye ben bırakırım."
"Hayır!" dedi Neva. Onunla beraber, "Olmaz!" diyen de Janset'i. Herkes için bir şaşkınlık daha yaratmayı başarmışlardı. "Yani biz kendimiz gideriz," diye Janset devam etti. "Hem sen de biliyorsun, annem seni gördüğüne hoşlanmayacaktır. Onu iyice kötü yaparsın."
"Kızları ben bırakırım," diyen Seyit, "Hadi," diyerek çıkışa doğru yürüdü. "Arabayı hazırlıyorum, gelirsiniz."
"Ben de geliyorum," diyen Buğra, bardağını tezgaha bırakıp Seyit'in arkasından ilerledi.
"Biz de gelelim," diyen Aslım, kendiyle beraber Zühre'yi de kast etmişti. Zaten iki saniye sonra, "Evet," diyerek Aslım'a katıldı Zühre.
"Rebena," dedi Alpay. "Seninle olmak isterdim ama burayı teslim edeceğim kimse yok, kusura bakma olur mu?"
"Hayır. Önemli değil," dedim.
"Birini ayarlanabilirsem hemen yanına gelirim. Geçmiş olsun."
"Teşekkür ederim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İTAAT
Romance"Kimsin sen Enis Altınday?" Diye sorduğumda, bakışları bana hissettirdikleri kadar anlamsız değildi. "Tehlikeli ve tutkulu bir adam mı yoksa yardımsever ve vicdanlı biri mi? Kimsin? Nesin sen?" "Ya sen?" Diye soruma karşılık sordu. "Yalan," dedim...