_kitaptozu4 / _makbule4GERÇEK, YALANA
SARILINCA39
"SIFIR NOKTASI"
Sıfır noktası... Şu an olduğum yere bir isim verecek olsam, kesinlikle sıfır noktası olurdu.
Aylar önce bitmişti her şey... Neden bitmemiş gibi devam ediyordu hala o zaman? Sorunun cevabı, kendi içimizde bitiremediğimiz için olabilir miydi?
Bulaşıkları makinaya dizerken düşüne duruyordum ama yarım saatin sonunda Zühre yanıma gelip neden hala bitmediğimi sorunca bulaşıkları makinaya dizmediğimi, onların hepsini yıkadığımı, yıkadıklarımı tekrar yıkadığımı ve düşünmekten çok daha fazlasını yaptığımı fark ediyordum.
Seyit'le kahve içmek için dışarıya çıktığımız zamanlarda da düşünüyordum ve kahvemi içmeyi unuttuğumu, Seyit'in anlattığı eğlenceli ya da başka konuları kaçırdığımı onun tarafından sürekli uyarılırken fark edebiliyordum.
Aslım'ın ev temizleme günü olduğunu unutup kendi sıramı harcadığım zamanlar, klinikte gereksiz fazla kaldığımı Ceren tarafından öğrendiğim zamanlar, çiftliğe gittiğimizde Emine teyze ve Nursel amcanın benim neden hem fiziken hem de ruhen düştüğümü anlamadıklarını bana sordukları anlar ve Şefika'nın eski Rebena olmamı, onu özlediğini sitem ederek anlattığı günler... Hepsi bir bir çuvala giriyordu ve biz takvim yapraklarını biraz daha geride bırakıyorduk. Bu halimi sevmiyordum, sevmeyecektim de...
Hazirandı bugün. On beş Haziran. Şubat'ın üzerinden ne çok zaman geçmişti.
Tam dört ay.
Sil baştan yapmış, Enis'le yeniden yollarımızı ayırmıştık. Ayırdım, diyemiyordum çünkü o da beni terk etmişti. Ne mücadele etmişti, ne sorup sorgulamıştı, ne de sebebini öğrenmek istemişti. Masadan kalkıp gidişi, benim ondan ayrılma kararı almamdan daha çok onun da beni terk ettiği anlamına geliyordu.
Bu durumda insan da hiç sevmediğini sorguluyordu. Ne kadar sevdiğini, nasıl sevdiğini, sevgisinin zayıf olduğunu, düşünüldüğü gibi sevilmediğini...
Zühre'nin ikiz kardeşlerinden biri televizyondan son ses açtığı Kaan Boşnak'ın Bırakma Kendini şarkısı evin tüm odalarını kulaklarımla birlikte doldururken Kocaeli zamanlarımı hatırlamış, acıya boğulmuş ve kendimi odama zor kitlediğim bir geceyle bitmesiyle son bulmuştu, yine...
Zühre'nin kardeşi Maide'nin Kaan Boşnak'ın en sevdiği şarkıcı olması ayrı bir dertti bana, sürekli onun şarkılarını açması ayrı... Kendi evimde hapistim.
💫
On altı Haziran sabahı uyandığımda Zühre ve ikiz kardeşleri kendi odasında, anne ve babası Aslım'ın odasında, Şahin abi salonda hala yatıyordu çünkü ben yine erken kalkmıştım, hepsinden önce...
İşe gitmem lazımdı.
Aslım ise benim yatağımdaydı. Şahin abi de arada gelip salonda, koltuklar üzerinde yatıyordu. Bunca insan eve sıkışıp kalmıştık ama Şahin abi Enis'in yanında çalışmaya devam ettiği için iyi para kazanıyordu ve yeteri kadar birikim yaptığını, bir ay öncesine kadar da ev arayışına düştüğünü söylemişti. Yakında Zühre ve ailesi yanımızdan ayrılacak, başka eve taşınacaktılar. Zühre'nin gitmesini istemediğimiz için hepsinin burada kalabileceğini söylemiştik Aslım'la birlikte ama maalesef onlar da bu kalabalıktan ve bizi yerimizden ettikleri düşüncelerinden fazlasıyla rahatsızlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İTAAT
Romance"Kimsin sen Enis Altınday?" Diye sorduğumda, bakışları bana hissettirdikleri kadar anlamsız değildi. "Tehlikeli ve tutkulu bir adam mı yoksa yardımsever ve vicdanlı biri mi? Kimsin? Nesin sen?" "Ya sen?" Diye soruma karşılık sordu. "Yalan," dedim...