_kitaptozu4 / _makbule4GERÇEK, YALANA
SARILINCA36
"ÇOKTAN DAHA ÇOK"
İSTANBUL / 2008
HALİDE ALARÇİN
Bana öyle geliyordu ki Raci'yle hikayemiz, kafesteki güvercine göz koymuş yılana dönmüştü. Güvercin ve yılan... Soğuk, korkutucu, ürkütücü, ne yapacağı belli olmayan, art niyetli...
Renkli ışıkları beş kilometre öteden belli olan binanın biraz uzağında durduğumuz gibi arabadan indi ve bana fırsat vermeden kapımı açtı. Aramızdaki durulmayan gerilim yüzünden bu hareketine şaşırmam gerekirdi ancak o gece yüzünden artık şaşırmam mümkün değildi. Bu kişiliğe bürünmesine ben sebep olmuştum.
Arabadan iner inmez kapıdan uzaklaştım ve o da kısa bir sürede kapıyı kapattı.
"Bundan sonra tek başınasın," dedi yüzüme karşı. "Leyl ve Janset seni evde bekliyorlar. Artık sadece Rebena için değil, gecenin sonunda onlar için de bana dönmek zorundasın."
"Döneceğim," dediğimde gözümde ne Cenker'in canı vardı ne de başka bir şey. Tek bildiğim, çok kararlı olduğumdu. "Elimden geleni yapacağım."
Önümden çekildi ve o renkli binaya uzanan kaldırımı kafasıyla gösterdi. "Hadi. Başla."
Yapacağım tek bir şey vardı, korumalar olmadan Cenker'i dışarıya çıkarmak, savunmasız bırakmak ve bütün bunların sonucunda kızlarımın babasının ölümüne sebep olmak.
Önünden geçmeden önce başımı kaldırdım ve o renkli binaya baktım. Üzerimde iddialı bir elbise, yapılı saçlarım, güzel bir makyaja sahiptim. İçeriye alınmak için uygundum fakat alınır mıydım bilmiyordum, sadece içeriye girmek için elimden geleni yapacağımı biliyordum.
Beni taşıyan topuklularımla Raci'nin önünden geçerek kaldırım boyunca yürümeye başladığımda, "Halide!" diye arkamdan seslenip beni durdurmuştu Raci. "Çantanı almamışsın! Çantan nerede?"
"Beni bir Hanımefendiyle karıştırma," demeden edemedim. "Kimliksiz biri için boş bir çanta bile ağır gelir."
Onu arkamdan bana bakarken bıraktım ve renkli, büyük binaya yürümeye devam ettim. Binaya geldiğimde ise yoğun güvenlik önlemlerinden hemen sonra içeriye girdim ve birilerine sora sora üçüncü kata kadar çıkmayı başarmıştım. Bir kişiye daha Cenker Yıldız diye sormam sonucunda ise bana gösterilen pencere önüne bakışlarım çevrilmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İTAAT
Romance"Kimsin sen Enis Altınday?" Diye sorduğumda, bakışları bana hissettirdikleri kadar anlamsız değildi. "Tehlikeli ve tutkulu bir adam mı yoksa yardımsever ve vicdanlı biri mi? Kimsin? Nesin sen?" "Ya sen?" Diye soruma karşılık sordu. "Yalan," dedim...