Günlük

20 7 0
                                    

Gözüne bakakalmıştım. Bunu hoca da fark etmis olacak ki o da sordu.

Öğr.SEVİM KOCATARİH: Hoşgeldin kızım da .
Eliyle gözünü işaret etti ve kafasıyla "ne oldu" anlamına gelen bi haraket yaptı.

MİRAY ALEDAN : Önemli birşey değil hocam.

Hoca inanmadı heralde. Tek kaşını kaldırıp birdaha baktı.

MİRAY ALEDAN : Cidden ... Sıkıntı yok hocam.

Öğr.SEVİM KOCATARİH : Tamam , geç bakalım.  Yok yazmamıştım zaten.

Akabinde Miray yanıma geçti. Tek kelime etmeden gözüne bakıyordum.
Tek yapabildiğim ders sonuna kadar sabretmek olucaktı. Ders arasında sorup darlamim. Gel gör ki yerimde duramıyorum meraktan. Bacaklarım titriyo,dişlerim kaşınıyo,Ateşim çıkıyordu. Küçük bir yara da değildi. Baya bildiğin gözü ve çevresi patlıcan gibi mordu. Miray bu durumu fark etti ve  bana dönüp sessizce :

MIRAY ALEDAN: Ne oldu?

Ne mi oldu? Hiiç öylesine. Bacağımı titreterek kardio yapıyorum.  Nasıl ne oldu?! Bende heyecanlı ama sessiz bir şekilde cevap verdim:

KORKUT KORKMAZ: Ne demek noldu ? Bu gözünün hali ne?

MIRAY ALEDAN : Yav birşey yok kapıya çarptım .

Hoca bizi duydu ve uyardı. Bende aynen döndüm önüme. Ya kapı dedi ya. Vallaha kapı dedi. Fark ettiniz dimi kapı dedi. Ya bu numarayı yiyen öküz var mı? Elbette vardır bu yüzden o öküzlere selam olsun. Neyse bende efendi efendi dersin sonunu beklemeye başladım.  ve 3 .. ve 2... aman be çaldı işte.  Hocanın çıkmasını bekledim.  Tam Miraya  döndüm sorucam.  Miray kalktı yerinden lavaboya gittiğini söyledi.  Ne diyim ? Gitme mi diyim? Gitme kal ne olursun mu diyim ? Neyse elbette gelicekti. Bende bizimkilerin yanına inim dedim. Bugün Arda gelmemişti. Bizimkilerle bir tokalaşma akabinde serisinden muhabbete dalış.Biz muhabbete dalmışken yanımıza biri geldi. İstifimizi bozmadan sorduk.

CEM SERTKAYA : Hayırdır kardeş? Birine mi baktın ?

BİLİNMEYEN KİŞİ : Korkutu arıyordum. Hanginiz Korkut?

CEM SERTKAYA : Ne için aradığına göre değişir.

BİLİNMEYEN KİŞİ : Muratdan haber getirdim.

KORKUT KORKMAZ : Ne haberiymiş bu ? Akıllanmadı mı ?

BİLİNMEYEN KİŞİ :  Orasını ben bilmem. Sadece özrünü iletmemi istedi. 

Hepimiz bir şaşırdık. Yani ayı Murat? Özür? Ne bilim.

Gelin ben size olanları anlatıyım.

Murat ve saz arkadaşları dayak yedikten sonra ağa babalarının yanına gittiler. Dayak yedikleri tabi ağa babanın   kulağına geldiğinden sinirliydi.Ağa baba da Murat ayısına güzel bir azar çekmişti.

AĞA BABA : Köpek! Aşşağılık it! Lan hem kavga ettin bide dayak yedin he!   Hem itibarımızı lekeledin hem de usulsüz iş yaptın. Ya polise yakalansaydın?

MURAT ATARGİDER : O it kız arkadaşıma musallat olmuştu !

AĞA BABA : SANA SEBEBİNİ SORAN OLDU MU LAĞN! Sen kimsin ki benim üstüme konuşursun! Sana müstehak lan. O çocuktan özür dileyeceksin. 

Adamın siniri bi dinmiyodu da moruk. Sinirden oturduğu yerde konuşurken ağzındaki tükürükleri de tutamıyordu.

MURAT ATARGİDER : Hayır yapmicam. Neden yapayım ki ? 

AĞA BABA : Öyle miii .. 

Ağa baba yanında duran adamlarına emretti.

AĞA BABA : Alın lan bunu. Bir hatırlatın bakalım neden dediğimi yapmak zorundaymış. Söyleyin dediğimi yapmadan gelmesin.

Kuzgun KorkmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin