Pandora'nın Kutusu

8 2 0
                                    

Sabah ışıkları... Sembolümüz kendi rengine dönmüş... Hava sanki yok canım yaz ayında değiliz ne alakası var dercesine rüzgarlarını estiriyor. Hava biraz kasvetli. Fakat güneş hissettiriyor kendini. Sen bide beni önümüzdeki saatlerde gör dercesine parıldıyor. Peki ya bulutlar.. diye kuş cıvıltısına kadar anlatıp kafanızı şişirebilirdim ama bugün önemli bir gün. Detaylı olması gereken bir gün. Bugün acaba sevenler kavuşacak mı? O kasadan ne çıkacak? 20.000 Dolar ile ne yapılacak? Olanlardan bahsedilecek mi? Yalan gibi ağır , affı olmayan bir günah işlenecek mi ? Bugün göz yaşı dökülecek mi ? Ben bugün gülebilecek miyim...?

Sabah herkes farklı bir taraftan uyandı.

Cem Almanya da oluşundan rahatsızlık duymaya başlamıştı. Alıştığı yerden uzaktı. Birde böyle bir olay vuku bulunca tabi iyice celallendi. Yataktan kalkası yoktu. Başı sabaha kadar zonklamış sadece 1-2 saat uyuyabilmişti.

Keza Miray da öyleydi. Yanında yatan Alisin uyumasından sonra gece sessizce yatağında kendini yastık ve kendi gözyaşlarıyla boğmuştu. Onun öldüğünü düşünüyordu artık. Ona göre bir köprü altında bıçaklanmış ve ölmüştü çaresizce. Bu düşünceler arasında zar zor sabah etmişti.

Alice ise Miray'ın sakinleştiğini hissettiğinde gözünü kapamış Aysu'nun dediği aklına gelmişti. O pek imkan vermiyordu pek gerçi Arda'nın kayıp olmasına. Ne de olsa Ardaydı yani. Gelirdi  o . Bir şey olmuştur ilgisi yoktur diye düşündü. Düşünürken de uyuya kaldı.

İsmail ile Sezgin sadece buruk  yatarken Aysu biraz mışıl mışıl uyuyordu desem yanlış olmazdı.

Çünkü hali hazırda kendi derdi olan Cemi düşünüyordu. Diğerleriyle pek kafasını meşgul edemedi. En azından uykusunu kaçıracak kadar edemedi.

Ben ve Arda nasıl yorgun düştüysek bayılmışız. Sabah pek temiz bir kalkış olmadı.Ne yalan söyleyeyim her tarafım tutulmuş. Herifler iyi yormuş bizi. Eğrile büzüle kalktım. Evi bir tanımlamaya çalıştım kafamda. Lan ne oldu burası neresi? Ne yaşadım ben ? Adamlar vardı . Bizi dövdüler. Sonra aç kaldık. Sonra bize para verdiler. Birde kilitli sağlam bir tahtadan yapılmış bir kasa. Kasa da kasa he. Baya bir zor taşıdık. He aracı da unutmamak lazım tabi ama ruhsat bizde değil ki. Yine dilediğimiz gibi kullanamicaz. Anca lokalde veya semt de. Semt dışına nadir çıktık korka korka. Polis çevirse tut siki yan çek olucaz. Ya usta hayır ben hepsini geçtim. Bak her şeyi . Sırf bir araba kaçırdık diye yediğimiz onca dayak bir yana. Ya bu adamın evinde niye acıbademden başka bir şey yok ? Ay kafayı yicem . Yani bu deyimi bana yerinde kullandırdı ya bravo cidden. Ben şimdi gösteririm buna.

Ardanın yanına gittim ve yastıkla ona vurdum.

KORKUT KORKMAZ: ARDA KALK LA ALOO

Arda uykulu bir sesle. Sadece uyarır biçimde işaret parmağını kaldırdı.

ARDA RÜZGARBEYLİ :  Yemmi ediyorum kalkar o yastığı götüne sokar peluş hayvan diye satarım seni.

KORKUT KORKMAZ : Lan oğlum açım ben aç. Hadi kalk la.

ARDA RÜZGARBEYLİ : Yaa git ye işte acıbademden.

KORKUT KORKMAZ: Ne cins bir adamsın. La kalk güzel bir yemek yiyelim.

ARDA RÜZGARBEYLİ :Acıbademden güzel kahvaltı mı var? Ya yap işte bişeyler. Komşudan bi yumurta iste acıbademe bandır çünkü ekmek yok ne bilim.

KORKUT KORKMAZ : Ulan acıbademe kaldık ya.Neyse bi kaç tane gömim bari de tutsun.

Sabah sabah acıbademimi de yedim Çeşmeden suyumu da içtim. Güya beyimizin teyzesi zengin. Yav bi yiyecek al bi su al ya. Şimdi de oturdum düşünüyorum bizimkilere söyliyecem mi ben bu olayı? Yani elbette söylicem büyük ihtimal. Babam oyar beni. Hem Miray-

Kuzgun KorkmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin