Teğmen Nina Maritz,elleri arkasında savaş kampının ortasında yürüyordu.Marley'in gönderdiği askerlerin burada yenilgiye düşmesinden ötürü bir kamp oluşturulmuştu.Kurulacak liman inşaatında çalışanları vardı.Bazıları çok iyi birer mühendis,bazıları ise doktordu.Askeriye,onları mesleklerini icraa etmeye izin verse de yine birer tutsaklardı.Gün sonu bu kampa geliyorlar ve yaşamlarını burada sürdürüyorlardı.
Düşünceler ve taraflar ne olursa olsun,tavır hiçbir zaman değişmezdi.Askeriyenin anlamsız ve bos bürokrasisi burada da devam ediyordu.
Genç kadının bakışları,ilerdike çadırda yemek yapmaya devam eden aşçıyı buldu.Niccolo,radyosunu açmış, müzik eşliğinde yemek yapmaya devam ediyordu.Beceriksiz bir asker ama iyi bir aşçıydı.
Nina'nın bakısları yumuşamasa da içindeki o buz kırılmıştı.Çünkü genç adamın ileride duran genç kıza attığı kaçamak bakışları görebiliyordu.Sasha da arkadaşları ile konuşurken,kahverengi gözleri belli aralıkla genç adama kayıyordu.
Nina yavaş adımlarla çadıra doğru yol aldı.Burnuna gelen lezzetli koku karnını acıktırsa da görev başında yemek yememe huyu vardı.Sessizce yaklaşmasından dolayı başta Niccolo onu farkedememişti.
Genç adam arkasını döndüğünde,olduğu yerde zıplamasa bir olmuştu.Çünkü Teğmen'in sert bakışları,solgun yüzüyle birleşince oldukça korkutucuydu.Göz çevresindeki morluk,onu biraz daha korkutmuştu.Sanki ne halde olursa olsun,onu hiçbir şey yıldıramazmış gibi duruyordu.
"Nasılsın Niccolo?"diye sordu Nina.Genç adam,Teğmen'in ciddi ama bir yandan da içten olan sesine karşılık iyi olduğunu belirtti.
"Birşeyler yemek ister misiniz Teğmen?"diye sordu hızla.Ancak Nina başını iki yana salladı.Ufak bir teşekkür mırıldandı.Gözleri,uzaklardaki kızı bulduğunda,Sasha ile göz göze gelmişlerdi.
"Askerler,sana iyi davranıyor mu?"
Nina onun ağzını aramak icin degil ama sadece merak ettiği için sormuştu.Niccolo iyi ve temiz kalpli biriydi.Kimsenin kötülüğünü düşünmediği,bakışlarından bile belli oluyordu.Ancak gerçekler her zaman kötü olurdu ve tertemiz kalpleri kirletirdi.Aynı zamanında kendisine olduğu gibi.
Niccolo hızla başını salladı."Evet,bana karşı çok iyiler."Aklına Sasha gelirken gülümsemişti.Aşkı,gözlerindeki ışıltıdan farkediliyordu.Bu temiz ve berrak duygulara şahit olmak hassaslaşmasına sebep oluyordu ve ağlama isteği doğuruyordu.
Genç adam,yanındaki kadının sessizletiğini farketmişti.Yüzü hala ciddi ve soğuk dursa da bir terslik olduğunu farketmişti.Ancak Nina başını kaldırmış ve ona gergince gülümsemişti.Bu sırada onlara yaklaşan uzun boylu kadını farketmeleri zaman almıştı.
Nina'nın bakışları,karşısındaki kadını bulurken,aynı anda ona bakan kadın ise gülümsemişti."Teğmen Maritz olmalı değil mi?"O,sizden oldukça bahsetti."
Teğmen Nina Maritz,toplumda sakinligi ve soğukkanlılığı ile bilinen bir karakter olmasına rağmen,kendisine söylenen bu cümle ile tüm bedeninin bir anda titremesine engel olamamıştı.Yüzü korkunç bir hal almıştı.Gömleği sanki onu sıkıyormuşçasına eli boğazına gitmişti.Onun bu garipliğini farkeden ikisi de onu izliyordu."Üzgünüm."dedi hızla."Lavaboya gitmem gerekiyor."koşar adımlarla onların yanından uzaklaşmıştı.
Yelena derin bir iç çekti."Onu kontrol etmeye gidiyorum."dedi Niccoloya doğru.Genç adam da hızla başını sallamış,endişeli bakışlarını hızlı adımlar atan Teğmende gezdirmeye devam etmişti.
Yelena,en yakın kadınlar tuvaletinin yolunu tutarken kendi kendine bu durumu sorguluyordu.Zeke,onun bu iş için en mantıklı insan olduğunu söylemişti ancak daha onun adını duyduğunda bile bayılma noktasına gelen bu kadının,nasıl en doğru seçenek olduğunu merak ediyordu.Nina'nın,hala Shiganshia'da yaşadıklarının stresini atlatmayı bırak,bastıramadığına şahit olmuştu.En yakın zamanda Zeke ile konuşmalı,fikirlerini paylaşmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Search for God//Attack on Titan
FanfictionLevi Ackerman x Oc Reiner Braun x Oc Hafızasını kaybetmiş bir kadın,eski bir suçlu,yeni bir asker (i don't have any characters except my OC)