Hanji,elleri arkadan bağlanmış kadın baktı.Onu ilk başlarda zorlamak istemiyordu.O yüzden hafif itmelerle başlayacağını söylemişti.Nina'nın oturduğu sandalyeyi hafifçe iterek yere düşmesini sağladı.
Nina'nın kafası hafifçe yere vurdu.Bu etki ona hiçbirşey hatırlatmadı doğal olarak.Bileğinde hissettiği acının yanında bu bir hiçti.
"Hanji-san"dedi Nina anlayışla.Karşısındaki kadınla anlaşmaya başlamışlardı.Kendini daha rahat hissediyordu."Bu kadarlık bir acı işe yaramaz."
Hanji sıkıntıyla iç çekti.İşe yaramayacağını o da biliyordu.Ama karşısındaki savunmasız kadına birşey yapmak istemiyordu.Eren'e yaptığı deneyler çok daha farklıydı.Burada ise tamamen işkence yapılması bekleniyordu.
Nina'nın sandalyesini kaldırdı ve tekrar denemek için derin bir nefes aldı.Genç kadını bu sefer daha hızlı itti.Nina sert bir şekilde yere düşerken kafasının içinden bir anda siyah saçlı bir kadın silüeti geçti.Hanji onun tepkisinden,hafızasının bir şekilde ona gösterdiği şeyler olduğunu anlamıştı.Ne hatırladığını sordu.Nina sadece siyah saçlı bir kadın gördüğünü belirtti.
Levi kapıyı yavaşça açarken yerde yatan,elleri arkadan bağlı kadına baktı.Eteği bacaklarına dolaşmış,göğsü açılmıştı.Lacivert gözler,genç kadının bedeninden hızla uzaklaştı.Bakışlarını Hanji'ye çevirdi.
"Hatırlayabildi mi?"
Hanji kafasına belli belirsiz salladı.Kayda değer birşey olmadığı söyledi.Levi ise adımlarını genç kadına yönlendirdi.Nina'nın kalp atışları hızlanmıştı.Onun ne kadar acımazsız ve güçlü olabildiğini sadece duruşundan dahi anlayabiliyordu.Kaç gün geçmesine rağmen sağ bileği hala sızlıyordu.
Birden Nina'nın yatay görüşü düzeldi.Sandalyesini düzeltmişlerdi.Bileğine değen soğuk parmaklarla olduğu yerde zıpladı."Sadece."dedi soğuk ses."Bu kadarıyla korkuyorsan işimiz var demektir."Bileğindeki ipler çözüldü.Kafası karışmış olucaktı ki arkasında duran adama baktı.
"Ayağa kalk."dedi ve onu hızlıca ittirdi."Levi gerçekten de çok acımasızca davranıyordu.Nina dizlerinin üstüne tekrar düştü,Hanji ise odanın bir köşesine çekilerek olacakları izledi.
Levi,Nina'nın ayağa kalkmasını bekliyordu.Gözlerini karşısındaki bedende gezdirdi.Genç kadın ondan daha uzun boyluydu.Bu bacaklarının daha uzun olduğunu belirtiyordu.Kıvımlı vücuduna,ince bileklerine baktı.Eski bir askerden çok bir hikayelerde anlatılan bir prenses gibiydi.Fakat oldukça kırılgan duruyordu.
"Sen ayağa kalkana kadar çayımı içmiştim."dedi sıkılarak.Nina hemen ayağa kalktı.Bacaklarının üstünde durmak ona garip hissettirdi.Karşısındaki kısa boylu adama baktı.
"Bana saldır."
"Ha?"Nina şaşkınlıkla ona bakakaldı.Hanji ise merakla onları izliyordu."Eski asker değil misin?Silah kullanmayı biliyorsan,dövüşmeyi de biliyorsundur."dedi genç kadına yaklaşırken.
Nina ise heyecanla geri kaçtı.Avcı mantığıyla ona yaklaşan adamı gördükçe kalbi daha da hızlı atıyordu.Bir anda yüzüne yaklaşan tekmeyi farkedince hızla yere çömeldi.
'Hiç fena değil'dedi içinden Yüzbaşım
Levi alaycı bir ifade takındı;genç kadının boşta kalan sağ bileğini tuttu.Onu hızla kendine çekerken dizinin arkasına ayağıyla vurdu.Nina ise düşmemek için ceketine tuttundu.
"Bana o ellerle dokunabileceğini kim söyledi."Yakasında tutulu olan eli hızla kendinden uzaklaştırdı ve genç kadını yere itti.Nina'nın sırtı acıyla yere buluştu.Aynı ilk karşılaşmalarındaki gibilerdi.Ama Nina bu sefer sinirle diziyle Levi'in karnına doğru vurmaya kalkıştı.Bunu farkeden adam tek eliyle genç kadının dizini tuttup yere sabitledi.Bacakları birbirinden ayrı duran Nina sinirle elini yumruk yapıp tam karşısındaki yüze vuracakken diğer eli de yerle buluştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Search for God//Attack on Titan
FanfictionLevi Ackerman x Oc Reiner Braun x Oc Hafızasını kaybetmiş bir kadın,eski bir suçlu,yeni bir asker (i don't have any characters except my OC)