Back to the Reality

3K 259 191
                                    

Nina,yüzükoyun şekilde yatıyordu.Gözlerini yavaşça açılırken,görüşünü netleşti.Anormal derecede ağrısı vardı.Bileklerinin durumunu kontrol etmek için kolları hareket ettirmek istedi ancak yapamadı.Elleri arkadan bağlanmıştı.Göğsü yer ile birleşmiş;nefes alması zorlaşmıştı.

Acısını dindirmek için derin bir nefes alıp gözlerini kapattı.Güzel şeyler düşümeye çalıştı.Küçüklüğünü geçirdiği evin bahçesini hatırladı.Delicesine koştuğunu,annesinin tatlı bir sesle onu çağırmasını...

Açılan kapı sesiyle birden gerçekliğe geri döndü.İçeriye giren kişiyi tahmin etmişti.Adımlarının çıkartığı sesten onu tanışmıştı.

Başının arkasına giden elleri hisseti.Uzun parmaklar saçına değiyor,kumaş parçasının düğümünü çözüyordü.Saçına dolana düğüm yüzünden ara sıra istemsizce inliyordu.

Ağzının ortasındaki kumaş çözülünce ağzında biriken salyaları akmıştı.Bundan çok utandığı için ağzını yere sildi.

Levi,temizlik obsesyonuna sahip biri olarak,gördükleri onun sinirini bozsa da ses çıkarmadı;dizlerinin üstüne çöktü."Konuş."dedi soğuk bir sesle.Nina,hafızasını kaybetmiş halini hatırladı.Gerçekten salak olmalıydı.Askeriyede şüpheli durumdaki herkese bu şekilde davranılırdı.

Saçlarından dolayı karşısındaki adamı tam göremiyordu.Sadece ellerini ve bağlı kravatı dikkatini çekmişti.Kafasını geriye atıp saçlarını çekmek istese de yapamadı.

"Hey."dedi sabırsızca."Aklına gelenleri anlatmak için yüzüme ihtiyacın yok nasılsa."diye ekledi.Ardında kapı sesi tekrar duyuldu.Nina saçlarının arasından iki çift ayak gördü.Bir adet sandalye yerde sürüklenerek tam önünde durdu.

Erwin,yerde yüzü koyun yatan kadını inceliyordu.Nefes alış verişi o kadar zayıftı ki onu gören ölü sanabilirdi.Bilekleri morarmış,tersten bağlanmış;elleri bembeyaz kesilmişti.Levi'ın fazla ileri gittiğini düşündü.Önceden Hanji'nin davranışlarından kaygılansa da,o,genç kadını hiç zorlamamıştı.

Bakışlarını Levi'ya çevirdi,sessizce emir verdi.Nina,tek kolunda hissetiği baskıyla ayağa kalktı.Kalçası daha yumuşak bir zemine değerken sandalyeye oturduğunu farketti.Saçları hala önüne geldiği için hiçbirşey göremiyordu.Birden önünde bir silüet belirdi.Saçlarının arasında hissetiği parmaklar kulaklarının arkasında sonlandı.Görüşü nihayetinde netleşmişti.

Erwin parmaklarını genç kadının saçından çekti;omuzlarının iki yanına düşmüş bluzunun kollarını düzelti,açık kalan omuzlarını kapattı.Sağ eliyle Nina'nın çenesini nazikçe tuttu diğer elini ise Levi'a uzattı.

"Ne var?"dedi kabaca.Levi,Komuta'nının ne istediği anlasa da salağa yatmıştı.Erwin ise ona gülümser bir ifadeyle bakıyordu.Tek kelime dahi etmemişti.

Gözlerini devirerek elini iç cebine götürdü.Beyaz mendilini çıkartırken karşısındaki adama uzattı ama daha sonra geri çekti."Bana vermeden önce yıkarsan iyi edersin."

"Tabii ki ."dedi ipek gibi bir sesle.Mendili açarak genç kadının salyaya bulaşmış dudaklarını,yerdeki tozdan dolayı kirlenmiş yanaklarını sildi.

"Özür dilerim."dedi ciddi bir ses.Odadaki herkesin dikkati ona kesilmişti.Nina,sert bir surat ifadesiyle Komutana bakıyordu.Bakışları değişmiş,omuzları dikleşmişti.Diğerleri şaşkınlıkla onu izliyordu.Tanıdıkları genç kadının ruhu bedeninden çekilmiş sanki başka bir ruh bu bedenin içine girmiş gibiydi."Ellerim bağlı olduğu için selam veremiyorum,lütfen bağışlayın."

Nina'nın ses tonu o kadar duygusuz ve sertti ki Erwin onun asıl niyetini anlamıştı.Dalga geçiyor ya da sözlerindeki anlam ciddi olabilirdi.Ancak kahverengi gözlerin tam içine baktı.Apaçık onlarla alay ediyordu.

Search for God//Attack on TitanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin