Üç adam da Maria Duvarının üstünde oturmuş;çaylarını içiyorlardı.Bertholdt Zeke'e sürekli Annie'nin durumu hakkında sorular soruyordu.Armin'in ona söylediği cümle korkutmuştu.Zeke ise işkence görmediğini,görseler dahi tek bir kan damlası ile deve dönüşebileceğini anlatıyordu.Ama Zeke bir yanda da kan çıkarmadan yapılabilen işkenceleri aklından çıkarmamıştı.Sadece savaş öncesi Bertholdt'un paniklememesini istiyordu.
Gözlüklerinin arkasından Reiner'ın kan ve çamur kaplı gömleğine baktı."İşin uzun sürdü."dedi sakin ama düşünceli bir ses tonuyla.
Reiner ise elinde tuttuğu çaydan,kendi yansımasına bakıyordu.Yağan yağmur durmuş,hava soğumaya başlamıştı.Genç adam gittikçe sessizleşmişti."Gömdüm."dedi sakince.Bakışları Zeke'i buldu."Onu gömmeme izin vardır heralde?"
Zeke,karşısındaki adama başta hiçbir şey demedi.Sessizce başını salladı."Savaşa odaklanabileceksin değil mi?"
Reiner bir anda dalgın bakışlarla önüne döndü."Elbette,sadece.."diye konuşmak istedi ama cümlesinin devamını getiremedi.Nina'yı düşünmekten kendini alı koyamıyordu.
"Eğer yapmak istemiyorsan yapmayabilirsin.Ama zırhını başka bir savaşçıya devretmek zorundasın."
Reiner,Zeke'in başta kibar başlayan ama daha sonra açıkça tehdite dönüşen cümlesini duyunca bakışları aniden değişti.Gri gözlerin ona nasıl baktığı kestirebiliyordu."Pekala,bu hesabı bugün kapatalım."dedi kaderine boyun eğerek.
//
Levi,Maria Duvarının üstünde sessizce bekliyordu.En iyi arkadaşının,Komutanının ölmesi,kalbinde derin bir boşluğun oluşmasına sebep olmuştu.Yüzbaşı artık mantıklı düşünemiyordu.Burada en kötü ihtimalle Nina'yı karşı tarafında bulmayı beklemişti ama herşey daha kötüydü.Genç kadını bulamamıştı.Varlığı ortadan kaybolmuş gibiydi.'Belki de gerçekten evine geri döndü.'diye düşünüyordu.Bunun saf bir temenni olduğunu biliyordu ama en kötü bunun olmasını dilerdi.Nina'nın uzakta bir yerlerde nefes aldığını bilmek,onu yaşama bağlardı.
Bakışları derin bir şekilde uyuyan Armin'i buldu.Eren ve Mikasa arkadaşlarının uyanmasını bekliyorlardı.Levi bir an da sızlayan kolunu tuttu.Soğuk bakışları Mikasa'da gezindi.Emir komuta zincirine uymadıkları için ceza için onları hapise gönderecekti.
Bir süre sonra Armin uyandığında neler olduğunu genç askere anlattılar.Levi büyük bir hüzünle yaşadığı şeyleri tekrar,Eren'in ağzından dinliyordu.
"Erwin'in burada huzur bulmasını istedim."dedi bir anda.Onu izleyen bir avuç kalmış insanlardan bakışlarını kaçırdı."Hadi gidiyoruz."diye emir verdi Mikasa ve Eren'i işaret ederken.
Shiganshia'nın kanla kaplı,harebe olmuş evlerinin arasında dördü de yürüyordu.Levi'ın bakışları kırılmış camlarda,kan olmuş çiçeklerdeydi.Gözleri bir anda ölmüş bir düzine dev gördü.Surların içine hiçbir dev girmemişti.Bu devlerin nereden geldiğini ve kim tarafından öldürüldüğünü düşünüyordu.Hanji de onun baktığı yöne kafasını çevirdi.
"İlginç."dedi Hanji ileriyi gösterek.Çimlerin üstündeki kanlara baktı.
Eren ve Mikasa önden yürüdükleri için geride kalmış ikiliye baktılar.Onlardan farklı olarak başka yöne bakıyorlardı.
"Bu taraftan."dedi Eren bağırarak.Levi ise gözleri çimlerde ve çiçeklerde geziniyordu.Bu görüntüde içini rahatsız eden birşeyler vardı.
Adımlarını geri geri atarak Eren'i takip etmeye başladı.Az önceki huzursuzluğunu bir türlü atamıyordu.Zaten çok yıpranmıştı,yorgundu;inanılmaz derecede üzgündü.Onun gibi birinden beklenmeyecek şekilde omuzları düşmüş;elindeki tüfeği gevşekçe tutuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Search for God//Attack on Titan
FanfictionLevi Ackerman x Oc Reiner Braun x Oc Hafızasını kaybetmiş bir kadın,eski bir suçlu,yeni bir asker (i don't have any characters except my OC)