3,5 yıl sonra
"O benim erkek kardeşim.İkimizin gücü,kurucu titanı kurmayı sağlıyor,Zeke yalan söylemiyor."
"Yalan!"dedi Nile."Hiç acımadan askerlerimizi katletmiş birine mi inanacağız.Nasıl güvenip kendimizi teslim edeceğiz?"
"O hangi hakla Eldia halkının geleceğini şekillendirmeye çalışyor!"diye ayağa fırladı diğer bir asker.Hepsinin haklı sebepleri vardı sinirlenmek için.
"Neden bu saatte uyanıksın?"
Nina başını okuduğu kitaptan kaldırırken,kapının kenarına dayanmış olan Yüzbaşıyla göz göze gelmişti.Kitabı kapatıp bir kenara fırlattı.Ellerini ona uzatmıştı.Levi,onun ne istediğini biliyordu.Elindeki fincanı genç kadının avcunun içine bıraktı nazikçe.
Genç kadın çok da sıcak olmayan çayı yudumlarken Levi da yanına oturmuş;onun az önce okuduğu kitabı eline almıştı.Kitabın kapağını ve üstünde ona yabancı gelen harfleri gördüğünde kaşları çatıldı.
"Sadece bir roman."dedi Nina onun bakışlarından ne hissettiğini anlarken.Marley alfabesiyle yazılmış bu kitap,Yüzbaşını bir anda farklı düşüncelere süreklese de açıklamasıyla tekrar eskiye döndüğünü farketti.
"Seni bu saatte uyutmadığına göre güzel bir roman olmalı."dedi hoşnut olmayan bir sesle.Kitabı,aynı Nina'nın yaptığı gibi ileri doğru fırlatmış,dirseğini ise koltuğa dayamıştı.
"Sadece aklımı meşgul ediyordum."dedi genç kadın kendisini izleyen lacivert gözlere doğru."Günler yoğun geçiyor,biliyorsun."
"Ahh."dedi Levi sinirle.Askeri Polisin saçma düzenini biliyordu.Değişen hükümet,biten ve henüz başlamayan savaş,yeni bütçe görüşmeleri ile çok meşgullerdi."Lanet olası Nile.Sana çok iş veriyor mu?"dedi genç kadına dönerken.
Nina samimi bir şekilde gülümsedi ve genç adamın dudaklarına doğru uzandı."Eğer böyleyse ne yapmayı düşünüyorsun?"sesi meraklı çıkmıştı
"Ona,seni rahat bırakmasını söylerim."dedi Yüzbaşı yüzüne değen saçları kenara çekerken.Genç kadının dudaklarını öpmeye başlamış,kollarını bedenine dolamıştı.Nina'nın parmakları gömleğinin düğmelerini bulmuş ve açmaya başlamıştı.Onu sakin bir ifadeyle izleyen adama göz kırptı meydan okurcasına.
"Sanırım aynı şeyi benim de Hange'ye söylemem gerekiyor.Seni çok meşgul ediyor."
Levi bu cevaba karşılık vermemiş,kendisine şehvetli bir şekilde dokunan kadının bedenine odaklanmıştı.Nina gözlerini kapadı kafasını geriye atarken.Parmakları Levi'ın saçlarında dolanıyor ve nazikçe okşuyordu."Keşif Birliği ne diye çalışıyor bu kadar?"dedi nefes nefese.
Bellerini salan eller uzaklaşırken,Nina göğsünün üstünde bir el ile koltuğa bastırıldı.Levi,sanki genç kadının her cümlesini umursamamak için ekstra bir çaba sarfediyordu."Çok soru soruyorsun."diye mırıldandı o da gömleğinin düğmelerini çözerken.
Nina,bu sessizliğin ve kendisinden neredeyse saklanan bilgilerin varlığından pek hoşnut değildi.Hayatını paylaştığı adamla özel anlarında bu tarz sorular sormak hoşuna gitmese de en yakın oldukları ve iletişime geçtikleri tek vakit bundan ibaretti.
Bu başarısız iletişim girişimiyle Nina gözlerini kapattı ve kendini olduğu ana bıraktı.Levi'ın bedenine sıkıca sarılmış,yüzünü boynuna doğru gömmüştü.Kendini,genç adamın kolları arasında bir kez daha kutsanmış hissediyordu.
..
"Roman neyden bahsediyor?"diye sordu Yüzbaşı.Parmakları,genç kadının çıplak sırtında dolanıyordu.Nina ise yanağı yastıkta,yüz üstü bir şekilde uzanıyordu.Bakışları pencereden dışarıdaki aya doğruydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Search for God//Attack on Titan
FanficLevi Ackerman x Oc Reiner Braun x Oc Hafızasını kaybetmiş bir kadın,eski bir suçlu,yeni bir asker (i don't have any characters except my OC)