Nina bir taşın üstüne oturmuş,ölen atını boş gözlerle izliyordu.Eli,pantolunu,beyaz gömleği tamamen kanla kaplıydı.Kafasını taş duvara çarptığı için yüzünün bir kısmı kanıyordu.Sağ gözüne gelen kandan dolayı görüşü kapanmıştı.Saçları,gelen kandan dolayı birbirine yapışmıştı ve rengi kırmızıya dönmüştü.
Nanaba'nın ölürkenki çığlığı,Gelgar'ın ağlayışı hala kulaklarındaydı.Nina manevrasında kalan son gazla kendini yukarı çekmişti,bu sayede hayatta kalmıştı.Bencilce davranmıştı.Pişmanlık duymuyordu;hissettiği bambaşka birşeydi.Devler tarafından yenen Nanaba'nın kemiklerinin kırılma sesini hayatı boyunca unutabileceğine inanmıyordu.İnsanların yendiğini,yandığını Shiganshia'da görmüştü ama şiddettin boyutunun bu kadar arttığını ilk defa hissetmişti.Gözleri,Ymir'e kaydı.O olmasaydı hepsi gerçekten ölecekti.
Elini,sağ gözüne götürüp sildi.Gözüne çok fazla kan dolduğu için ağrımaya başlamıştı.Diğer eliyle atının açık kalan gözlerini kapattı.Kim bilir ölürken ne kadar da korkutuğunu düşündü.
Ymir ve eskinin Krista'sı,şimdinin Historia denilen kızın yanına gitti.Başlarında Hanji bekliyordu.Ciddi bir tartışmanın içinde gibiydiler.Gözlüklü kadın,yanlarına gelen kişiye kafasını kaldırdı.Onu baştan aşağıya süzdü.
"Vücudunda yara var mı?"diye sordu üstündeki kanı işaret ederek.Nina hayır anlamında başını salladı.Sadece kafasını çarptığını söyledi.
"Hanji-san ben sizi beklemeden Trost'a dönsem olur mu?"
Nina'nın durgun ve sakin sesi Hanji'yi şaşırtmıştı.Ondan herhangi bir duygu ibaresi bekliyordu ama karşısındaki genç kadın oldukça soğukkanlı duruyordu.
"Neden ki?"diye sordu kuşkuyla.Dün gece konuşulanlardan sonra onu şüpheye düşürmek istemiyordu ama kendine engel olamamıştı.
"Kaptan Levi geri dönmemi söylemişti."
"Bizi beklesen-"Hanji konuşurken sözü yarım kaldı.
"Olmaz."dedi keskin bir ifadeyle."Doğu hattından buraya kadar keşifteyim.Çok yorgunum."
Nina ilk defa içten konuşmuştu.İki gündür ne uyku uyumuştu ne de yemek yemişti.En son midesine giren şey Nanaba'nın ona verdiği suydu.Dünden beri gömleğinde duran kan kurumuş neredeyse kahverengi olmuştu.
"Tamam benim atımı alabilirsin."dedi Hanji."Biz zaten duvarın üstünden gideceğiz."
Nina ona ruhsuz bir ifadeyle teşekkür etti.Kibarlık yapacak hali kalmamıştı.Tek hamleyle atın üstüne çıktı.Bakışları son bir kez daha Reiner üstünde gezdi.Daha sonra hızla atını Trost'a sürdü.
//
Levi,Papaz Nick'in karşısında oturmuş;arkasında konuşan askerleri dinliyordu.Askeri Polisler heyecanla ve büyük bir kibirle devlerim nerede olduğuyla ilgili konuşuyor;arada dalga geçiyordu.
"Hey Levi?"dedi bir tanesi.Ses tonundan dalga geçtiği çok belliydi."Devlerin hepsini nereye sakladın?"
"Canlı yenmeye çok istekli görünüyorsun,asker."dedi o da aynı alayla."Bugün için üzgünüm ama duvarın dışındaki görevlere beraber çıkarsak size yardımcı olurum."
Askerler ona bulaşmanın hata olduğunu anladıklarında önlerine döndüler.İçlerinden bir tanesi ilerden gelen kişiyi kafasıyla gösterdi."Bu kadını kaç aydır görmemiştim.Ne arıyor ki burada?"
Trost'a gelen üç kişi atında inip askerlerin olduğu yere ilerliyordu.İkisi haber vermek üzere gelmişlerdi.Diğeri ise onlardan bağımsız olarak hareket ediyordu.Atından dahi yavaşça inmişti.Yolunda zor yürüdüğü dahi belliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Search for God//Attack on Titan
FanfictionLevi Ackerman x Oc Reiner Braun x Oc Hafızasını kaybetmiş bir kadın,eski bir suçlu,yeni bir asker (i don't have any characters except my OC)