Nina,elleri arkadan kelepçelenmiş;mahkeme salonunun ortasına getirilmişti.Kalabalık bir mahkeme sayılmazdı.Eren'inkinin aksine çok az insan buradaydı.Ama arkalarda oturan Monarşinin bir adamı Levi'ın dikkatinden kaçmamıştı.Mahkemeyı dikkatlice dinliyor bir taraftan da not alıyordu.Kapıya yakın oturmuştu;sanki her an gidecek gibi bir hali vardı.Bu adamın burada ne işi olabileceğini düşündü.Levi,bu mahkeminin önemli kişiler tarafından izleneceğini düşünmüştü ama Lordlar ile ilgili birşey beklemiyordu.Üst rütbeli Askeri Polis olabileceğini sanmıştı ama kendisi ve Nile Dok dışında başka üst rütbeli asker yoktu.
Mahkeme başkanının yardımcısı,Nina'nın hakkındaki suçlamaları okuyordu.Askerden kaçma,görev yerini bırakma,vatana ihanet..Sorguda doğru düzgün cevaplar vermediği için bu suçları kolayca yazmışlardı.Üç ay sonra görev yerine döndüğü ancak hiçbir açıklaması olmadığını söylüyorlardı.Birlikte geçirdikleri iki ayı düşününce Nina sadece bir aydır kayıptı.O bir ay ne olduğunu ne kendisi biliyor ne de genç kadın biliyordu.Mahkeme,ona zaman çizelgesini açıkladığında yüzünün aldığı şekilden anlamıştı.
Mahkeme salonunda büyük bir gerginlik hakim iken Nina bakışlarını zemine dikmiş sakince düşünüyordu.Yüzünde herhangi bir alaycı bir ifade ya da vatana ihanetle suçlanan asker ifadesi yoktu.Bakışlarını tek bir yere sabitlemiş;hiç sesini çıkarmadan kendine okunanları dinliyordu.Oysa kafasını kaldırsa kendisi hariç herkesin stresli olduğunu görebilirdi.
"Okunanları anladıysanız başını sallayın."dedi mahkeme görevlisi.Nina belirgin bir şekilde başını salladı.Mahkemeye hiç karşı gelmiyor;ne denirse onu yapıyordu.Dışarıdan bakıldığında suçunu ve cezasını çoktan kabullenmiş gözüküyordu.
"Komutan Nile Dok!"diye çağırdı mahkeme başkanı.Komutan ayağa kalkarak kendini belli etti.İçten içe sakin görünmek için kendini telkin ediyordu.Nina'nın bu kendini salmış hali onu umutsuzluğa düşürmüştü.Her an ele verilecekmiş gibi hissediyordu.
"Nina Maritz'i en son ne zaman gördünüz?"
Nile hafifçe yutkundu."Onu en son yeraltına göreve gitmeden önce görmüştüm.Kendisine verilmiş bir görev vardı.Yeraltında uyuşturucu satan kişiler yakalanacaktı.Onu bu iş için seçtik çünkü yetenekleri göz önüne alındığında bunun üstesinden gelebileceğini düşündüm."
"Yetenekleri.."diye mırıldandı askeri yargıç."Maritz,Acemi Birliğinden dördüncü olarak mezun olmuşsun.İyi bir derece,tebrik ederim.Karşılıklı saldırıda ve nişan almada çok iyi olduğun not düşülmüş.Görev süren boyunca kimseyi öldürdün mü?"
Nina başını evet dercesine salladı."Özel göreve gönderildiğimde bana karşı gelen suçluları vurmuştum."
Levi,duyduklarına şaşırmıştı.Onunla ilk tanışdıkları andan itibaren iki kişiyi gözünün önünde vurmuştu ama yine de bu sözleri Nina'nın kendi ağzından duymak garip hissetirmişti.
"Anlıyorum."yargıç sakince konuştu."Sonuçta bu bir askerin görev tanımda var.Peki şu Trost'taki iki tüccar hakkında konuşmak istiyorum.Yüzbaşı Levi?"
Levi düşüncelerinden ayrılarak yargıça döndü.Nina'nın kendisine neden ilk günü inkar etmemesini gerektiğini söylediğini şimdi anlamıştı.Trost'ta tanıştıkları ilk gün etraf asker kaynıyordu.Her yer görgü tanığıydı.Kendisinin bahsetmemesine rağmen yargıç,o gün orada olduğunu bilerek soru sormuştu.
"Takım Kaptanı Mike onu bulmuştu."dedi sıkılmış bir sesle.Herkes onun bu tavrına alışıktı.Klasik Kaptan Levi diye düşünüyorlardı.Nina,ona bakmasa da duyduğu ses tonundan tatmin olmuştu.'İyi gidiyorsun'diye içinden düşündü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Search for God//Attack on Titan
FanfictionLevi Ackerman x Oc Reiner Braun x Oc Hafızasını kaybetmiş bir kadın,eski bir suçlu,yeni bir asker (i don't have any characters except my OC)