Weakness

1.4K 130 198
                                    

Nina'nın eli,belindeki silaha gitse de bunu yapayacağını biliyordu.Trost'un ortasında,bunca görgü tanığının içinde kendi birliğinden insanlara silah doğrultamazdı.Hapishaneye gitmesi bir günü dahi bulmazdı.Zaten tüm gözler üstündeyken karşısındakilere koz veremezdi.

Bu yüzden Levi'ın,Kenny'e sinirle bağırmasını duymasına rağmen yerinde öylece bekliyordu.Bir evin çatı katına çıkmış,sırtını duvara dayamış;sessizce olanların bitmesini bekliyordu.Havada yayılan kan kaldırıma,taş yola serpiliyordu.Ateşlenen silah seslerine kulak kapamak istiyordu.Kenny'nin takımının diğer takımlara göre çok iyi olduğunu duymuştu.Askeri Polisler eğitimleri gereği insanlara silah doğrultmaktan çekinmezlerdi.Keşif Birliği titanlarla savaşmaktan,insan hayatı pahasına savaşıyorlardı.Kimin galip geleceği belirsizdi.

Bakışlarını havaya kaldırdığında Levi'ın elinde tuttuğu kılıçların iki askeri acımasızca kestiğini gördü.İki asker orada ölürken bedenleri yere sertçe çaptı.Nina acımasız bir katili sevdiğini düşündü.Ne amaçla olursa olsun insanlar birbirlerinin etini kesiyordu.Bunu teredüttsüzce yapan tek kişi Levi'dı.Ancak Nina'nın da ondan farkı yoktu.Ağzından çıkmayan kelimeler her gün insanların ölümüne sebep oluyordu.

Duyduğu silah sesiyle bakışları yerde yatan Kenny'e gitti.Elinde tuttuğu sandalye onu ölümden kurtarmıştı.Nina sesini çıkarmadan,sakince olanları izliyordu.Eren ve Historia'nın nasıl kaçırıldığını,Mikasa'nın çığlığı,Armin'in ateşlenen silahı,Jean'in korku dolu yüzü.Herkesin hayatı mahvolmuştu.Bu saatten sonra kendilerini eskisi gibi hissedemeyeceklerdi.Genç biri elini kana bulandıktan sonra bunun geri dönüşü olmazdı.Ellerine bulaşan kan hiçbir zaman temizlenmezdi.

Birkaç saat sonra Nina,elindeki poşetlerden birini Sasha'ya verirken genç kız mutlulukla gülümsedi.Sıcak yemeği büyük bir iştahla yiyen kızıl saçlı asker Nina'ya defalarca teşekkür etti.Abartılı bir şekilde Teğmen'e sarılıyor;onun bir tanrıça olduğu söyleyip duruyordu.

Nina kendini Sasha'dan zorlukla kurtarırken içeri girdiğinde yerde bağlı olan adamları gördü.Bir tanesi Dimo Reeves'ti.Kurnaz tüccar korku dolu bir ifadeyle bekliyordu.Bakışlarını ondan çekip Levi ve ekibine yöneltti.Etraftaki havanın ağır olduğunu anlamıştı.Poşetten çıkardığı yemekleri onlara dağıtırken her birinin yüz ifadesini dikkatle inceliyordu.Armin ve Jean üzgün bir suratla önlerine konan yemeğe bakıyordu.

"Sen yemeyecek misin?"dedi Levi.Onun soluk teninde,zayıflamış bedeninde dolan gözleri.Yüzbaşının içinde kendine karşı bir sinir oluştu.Genç kadını bu halde gördüğü için kendini suçluyordu.

Nina başını hayır anlamında salladı.Artan mide bulantısı bastırmak için şişedeki suyu hızlıca içti.Kendisini izleyen iki çift gözü hissettikçe rahatsız hissetmişti.Yanında duran adama bakmaya cesaret edemedi.Ancak onu izleyen mavi gözlere bakışlarını kolayca çevirdi.

Armin'nin gözleri elindeki tuttuğu yemeği yemeğe döndü.İştahsızca bakıyordu.Birini öldürdükten sonra yemek yiyebilecek kadar soğukkanlı değildi.Omuzları çökmüş;zaten ufak bedeni gittikçe küçülmüştü.

"Teğmen Maritz."dedi fısıltıyla.Neredeyse ağlayan bir tavırla sordu."Sizce ben artık kötü biri miyim?"

Levi'ın lacivert gözleri ilgiyle yanında oturan kadına döndü.Nina'nın şaşkınlıkla havaya kalkmış kaşları bir süre sonra normale dönmüştü.Buruk bir şekilde gülümsemişti;gözleri hafifçe kapanmıştı.

"Hiçbir insanın,diğer bir insanın canını alma hakkı yoktur.Herkesin yaşama hakkı vardır,Armin."

Babasının öğretileri,Nina'nın kulağında çınlıyordu.Kelimeler dudağından yavaşça dökülmüştü.Ezberlediği cümleleri sarfetmek kolay olmuştu.

Search for God//Attack on TitanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin