Genç adam üniformasının kravatını gevşetmiş,gömlegini ise dirseklerine kadar kıvırmıştı.Ayaklarını masaya dayamış,bir elinde sigarasını diğer elinde ise dosyayı tutuyordu.
Nina elindeki iki fincanı masaya bırakmıştı.Bütün odaya yayılan kahve kokusu,sigara kokusu ile birleşmişti.Genç adamın dudakların bir teşekkür çıkmıştı ona bile bakmadan.
Nina,onun bu kadar dikkatli ne okuduğu merak etmişti.Yanına yaklaşmış ve eğilerek kağıttaki yazılanları okumaya başlamıştı.
Zeke yanı başında duran kadına doğru başını çevirmiş ve kaşlarını ilgiyle kaldırarak onu bakmıştı.Nina,onun bakışlarını farkettiginde başını sallamıştı ne var dercesine.
Omuzlarını silkerek bir şey olmadığı belirtti.Sigarasını kül tablasına koymuş,genç kadının ona getirdiği kahveyi içmeye başlamıştı.Ancak Nina ellerini beline koymuş,onu konuşması için bekliyordu.
Zeke'in samimi gülüşü yüzüne yayıldı.Bakışları bir süre daha Nina'da dolanmıstı.
"Ne oldu söyleyecek misin artık?"
Genç adam ellerini havaya kaldırdı teslim olurcasına.Ancak gülümsemesi hala kesilmemişti.
"Sadece aklıma bir şey geldi de."bu şekilde başladı cümlesine.Nasıl devsm edeceğini çok iyi biliyordu."Tam Reiner'in yapacağı bir acemilik."diye sonlardırdı konuşmasını.
"Bu ne demek şimdi?"
Nina bu cümleye oldukça bozulmuştu.Zeke'in kendisini açıklaması için zaman vermişti ancak kaşlarını çatarak onu izlemesime engel olamamıştı.
"Önce görevi batırdı,bütün arkadaşlarını onlara liderlik yaparken kaybetti.Bir de üstüne duvarların içinde Marleyli birini buldu.Hepsini ard arda söyleyince komik geliyor."
"İğrenç bir komedi anlayışın var."
Nina tiksinerek konuştu ancak Zeke'in pek de alındığı yoktu.Onu umursamamıştı.Aklına gelen diğer konuyla birlikte elini havaya kaldırdı.
"Azumobitoların yanına bugün gidiyorsun degil mi?Biz dışarı çıkacağız,Reiner'a ne söyleyeceksin?"
Nina bakışlarını ondan kaçırmış,fincanına uzanadak kahvesini içmeye başlamıştı."Ne alaka?Bunu onunla nerden ilişkilendirdin?"
"Nina..."dedi Zeke gülerek.Ancak sesi bir yandan sitem içeriyordu."Her gece yanına gelmiyor mu yani?"
Genç kadın sesini çıkarmadan kahvesini içmeye devam etmişti.Zeke ise ondan bir cevap bekliyordu.
"Salağa yatmanın sırası değil.Onların yanında duracaksan Reiner'ın bu gece buraya gelmemesi lazım.Gece dısarda olacağını da söylemezsin çünkü hiçbir mazeretin yok,bu sadece onun şüphelenmesine yol açar."
Nina konuşmamaya niyetliydi.Bu konudan sıkıldıgı belliydi.Bakışlarını Zeke'e yönlendirmiş,susmasını belirtmişti ancak genç adam isini sağlamak istiyordu.
"Buraya gelmeyeceksen onu oyalabilirim.Sadece ne yapacağını söyle ki,ben de ona göre hareket edeceğim."
Nina'nın dudakları konuşmak için aralandı.Cevabı,karşısındaki şaşırtsa da Zeke bunu belli etmemiş,yalnızca başını sallamıştı.
//
Genç kadın ellerini arkasına almış,önündeki tabloyu inceliyordu.Kırmızı ve grinin hakim olduğu bu çerçevenin neyi temsil ettiğini çözmeye çalışıyordu.Fakar bir gerçek vardı ki sadece bu tabloya bakarak içini karartıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Search for God//Attack on Titan
FanfictionLevi Ackerman x Oc Reiner Braun x Oc Hafızasını kaybetmiş bir kadın,eski bir suçlu,yeni bir asker (i don't have any characters except my OC)