Evin kapısı hızla açıldığında,genç kadın korkuyla ayağa kalktı.Evine giren çıkanın kim olduğunu bilememek oldukça ürkütücüydü.Yine onun geldiği düşüncesi de paniklemesind sebep olmuştu.
Ancak kapıdan giren kişisinin Reiner yerine Zeke olduğunu farkettiğinde yaşadığı stres kaybolmuş,onun yerine büyük bir öfke dolmuştu.Sarışın adamın gri gözlerindeki ifadeyi oldukça iyi biliyordu.Ne de olsa bunca yıldır boşuna onu tanımamıştı.
Genç adam sakin adımlarla karşısındaki kadına yaklaşmış ve tam önünde durmuştu.Delici bakısları Nina'nın güzel yüzünde dolanıyordu.İkisi arasındaki iletişimin en büyük farkı,Zeke herkese davrandığı o rahatsız alaycı davrını sürdürmüyor çünkü karşısındaki kadına bu kartları oynayamayacağını biliyordu.Fakat onun bu sinirli haline karşı ciddiyetini korumak yerine omuzlarını silkerek konuştu.
"Sinirlenince daha güzel görünüyorsun."
Nina bakışlarını onun yüzünden çekmemiş ve karşısındaki adama biraz daha yaklaşmıştı."Sen de bu üniformanın içinde oldukça yakışıklısın.İhanet ederek onu giymeyecek olman ne büyük bir talihsizlik."
Zeke duyduğu bu cümleler ile içten bir kahkaha attı.Gülerek gözleri kısılmış,gözlükleri burnundan aşağı kaymıştı.Başını bir tarafa eğerek karşısındaki kadına baktı."Benden çok farklı olduğunu mu düşünüyorsun yoksa?Askeri Polis'e olan sadakatin göz yaşartıcı olmalı Teğmen Maritz."
Nina tepki vermeden ona bakmaya devam ediyordu.Karşısındaki bu oyunbaz adamdan çok bir farkı olduğunu düşünmüyordu.Ancak Nina'nın tek farkı bulunduğu durumda duygusal bağ oluşturmamaktı.Askeri Polisle onu bağlayan tek bir bağ yoktu.İşini halledene kadar dikkatlice davranmıştı.
Nina burada onunla geçmişin sohbetini yaparak vakit harcayamacağını biliyordu.Konuya hemen girmeli ve istediği sonuca ulaşmalıydı.
"Umarım benim sadakat anlayışım Eren'inkiyle örtüşmez.Planına olan sadakatine şahit olmak trajikomik olurdu."
Kelimeleri zehir gibi karşısındaki adamın bedenine işlemişti.Zeke Yeager,karşısındaki bu kadın tarafından aynı olasılığın ona sürekli hatırlatılmasın bıkmıştı.Bu da zaten onun bildiği bir şeydi.Nina'nın durduk yerde her an bunu dile getirmesi yalnızca sinirini bozuyordu.
Yanındaki kadını pas geçmiş ve elini cebine atarak sigara paketine uzanmıştı.Dudaklarına yerleştirdiği sigarayı yakarken bir yandan da masanın üzerindeki belgelere bakıyordu.Tüm üst düzey komutanların isimleri yazılmıştı."Bunları ortalıkta tutma."diye uyardı onu.
En sonunda duymak istediği cümle kulaklarına ulaşmasıyla Nina öfkeyle gülümsedi."Neden?"diye sordu ona.Sanki sınıftaki öğrencisine soru soran bir öğretmen gibiydi sesi.Zeke ise onun bu halini farketmiş ve bakışlarını kağıtlardan genç kadına yönlendirmişti.
Sessiz kalarak genç kadının konuşmasını bekliyordu.Nina,ellerini arkadında birleştirmiş ve yavaş adımlarını ona doğru yöneltmişti."Bu eve sizden başka giren kimse yok Zeke."dedi sahte bir gülümsemeyle.
Sigarasını içmeye devam eden adam açık verdiğini farketmişti.Basit bir yalanla genel anlamda bunu belirttiği söyleyebilirdi ancak karşısındaki kadının öfkesinden buna kanmayacağını biliyordu.Sigarayı tutan narin parmakları gözlüğünü burnundan yukarıya ittirmişti.
"Bana verdiğin görevlerin kaçı hala geçerli?Yoksa beni buraya göndermenin sebebi onun aklını karıştırarak saf dışı etmen mi?"dedi genç kadın.Öfkeden sesi titremiş,arkasına gizlediği ellerini yumruk yapmıştı.Tırnakları etine batıyor ve dilini ısırıyordu.İlk defa bedenine bu kadar zor sahip çıkıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Search for God//Attack on Titan
FanfictionLevi Ackerman x Oc Reiner Braun x Oc Hafızasını kaybetmiş bir kadın,eski bir suçlu,yeni bir asker (i don't have any characters except my OC)