His First Love

431 29 26
                                    

Genç adam ellerini başının arkasına almış,yatağına uzanmıştı.Küçükken uyuduğu bu yatağın içine sığamıyor,ayakları tahta eşiğin dışından sarkıyordu.

Annesinin,o daha küçük bir çocukken anlattıkları aklına geliyordu.Yapmak zorunda oldukları,neden savaşmak için orduya yazılması gerektiğini öğrendiği anlar aklında bir türlü çıkmıyordu.Tek temennisi,mutlu bir aile kurabilmekti.Anne ve babasının bir araya gelmesi,bunu sadece bir süre bile görebilecek olsa da yine de şahit olmak istemişti.Uzun yıllar yaşayabilecekken ömrünü kısaltmayı kendi elleriyle seçmişti.

Yaşadığı onda acı,hüzün,kayıp,bedenin yaşadığı sonsuz işkence son bulmuyordu.Kafasından vurulsa da,kalbine bir bıçak girse de o acıyı tamamen hissetmiş ve bunu gidermek için nefes almaya devam etmişti.Reiner,bunu daha fazla ne kadar kaldırabileceğini bilmiyordu.

Sayısız kere kendini sonlardırma düşüncesi aklının bir köşesindeydi.Ne için yaşıyordu,ya da bunu devam ettirebileceği kestiremiyordu.Yıllar boyu yanı başında olan Bertholdt'un ziyaret edemeyeceği bir mezarı bile olmaması,kalbini paramparça etmişti.

"Reiner,yemek hazır!"

Annesinin seslenmesi ile birlikte yataktan yavaşça kalktı.Ellerini saçlarının arasından geçirmiş ve kendine gelmeye çalışmıştı.Daha birkaç gün önce,onun yanına giderek sakinleşmeye çalışmıştı.Kendi canına kıyma fikrini yok edebilecek tek çare olarak onu görmek istemişti.Fakat içten içe kendine,artık o genç kadından uzak durmasını söylüyordu.Ona yaklaşarak,onun da hayatını mahvedecek hissine kapılıyordu.

"Seni öğrenirlerse idam edilirim!Bana sakın baba deme!"

Kafasında yankılanan bu iğrenç sesi susturabilecek hiçbir şey yoktu.Ve en kötüsü,Nina ona her yaklaştığında bu sesin şiddeti artıyordu.Genç kadının ona karşı meraklı bakışları,endişeli dokunuşları bu sesin yükselmesini sağlıyor,bir uyarı gibi ona geçmişini hatırlatıyordu.

Masaya otururken annesi Karina'nın onu dikkatle inceleyen bakışlarıyla karşılaştı.Yaşlı kadın,oğlunun bu sessiz tavırlarının altındaki fırtınalı hali hissedebiliyordu.Daha geçen günlerde yemek masasında anlattı o garip hikayeden sonra neler olduğunu kestirebiliyordu.

Genç adam,elini yanağına doğru yaslamış;sessiz bir şekilde yemeğini yiyordu.Gözleri sadece tabağının önündeydi.

"Beğendin mi?"diye sordu Karina.Oğlu ise başını sallamış ve yemek için ona teşekkür etmişti.Bu kadar az kelime ile iletişime geçmesi,yıllar önce denizin karşı kıyısına gönderdiği küçük çocuğun,sessiz bir adama dönüşmesini izlemek acı vericiydi.

"Neler oluyor Reiner?"

Ağzındaki lokmayı yavaşça çiğneyen genç adam zorlukla yutkundu.Ne cevap vereceğini düşünüyordu.Onun gibi biri için sıra sıra yalanlar söylemek zor değildi.Ancak insan,yakınlarının yanında yalan söylemek istemezdi.Reiner şu an içinden gelen herşeyi anlatmak istese de ağzını açıp bu konu hakkında tek bir kelime edeceğini biliyordu.

"Yalnızca yorgunum.Hepsi bu."

Yalan da sayılmazdı.O kadar yorgundu ki günlerce hatta aylarca uyumak,bu savaş,tüm kavga sona erdikten sonra uyanmak istiyordu.Girilecek bir savaş,karşılaşılacak yüzlere hazır değildi.

//

Kendisine verdiği sözü tutabilmek için onu son bir kez daha görmeye gelmişti.Bu,sanki sigarayı bırakan birinin son sigarasını içmesi gibiydi.Buna karar verdikten sonra son bir kez daha onu görmezse kendini affedebileceğini düşünmüyordu.

Search for God//Attack on TitanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin