1991
Yanında olduğun kişiyemi aitsin , yoksa kalbinin attığı kişiyemi. Yanında olduğun kişinin yanında gerçekten olabilirmisin. Herşeyi bir kenara bırakıp, hiçbir şey hissetmediğin biriyle olmak ölmek demek değilmi.
Peki ya kalbinin istediğiyle yan yana olamasanda her gün hayallerinde birlikteysen. Benliğin kalbini hızlandıran kişiye kayıyorsa. Nasıl bir çıkmaz sokaktır bu. Neden istediğinle olmak bu kadar imkansız.
Beynim Gülle olmalısın. Buna mecbursun desede , kalbim Esma diye can veriyordu. Can bulacağı yeşereceği yeri istiyordu. Sevdasını doya doya yaşamak , sevdiğiyle bir olmak istiyordu.
Geceleri pencerede eski günleri yad eder gibiydim. Bir sigara yakıp Esmanın penceresine bakardım çoğu gece. Bilirim oda benim gibi kalbine gem vuruyor. Vurmasa perdenin arkasından beni izlemez. Çıkar cama konuşur benimle.
Ne kadar isterdim zamanı geriye almayı. İşte o zaman tutar kolundan kaçırırdım sevdamı. Bırakmazdım , gitmesine izin vermezdim. Bu kadar acıyı , hasreti çekmezdik.
Ben her şeyi unuttum. Esmanın orada ne yaşadığı yada beni unutup unutmadığı hiç birinin önemi yok. Sadece bir sözünde takılı kaldım. Bana senden başkası dokunmasın diye adam yaraladım demesinde. Yaraladığı adam nişanlısımıydı , zorlamı nişanlanmıştı. Yoksa başka birşeydenmi bahsediyordu. Eğer o gün Gül gelmeseydi belkide öğrenirdim ne demek istediğini. Yinede hiç bir şey onu içimden , kalbimden atmama sebep olamaz.
Burada bir adım uzağımdayken sadece sarmak istiyorum onu. Kalbinde ben varmıyım diye çok sorguladım. Benim gibi kalbi benim sevdam ile dolumu. Keşke, keşke aylar önce gelseydi. Gülle aramızda geçen o olay olmadan önce gelseydi. Herşey farklı olabilirdi. Biz birbirimize bu kadar yasak olmayabilirdik.
Çok şey istemiyorum sadece zaman geriye aksın. Ve ben o gece Güle saldırmamış olayım. Bütün derdim Esmanın yıllar sonra dönmesi olsun. Bütün sinirim beni habersiz bırakması olsun.
Esmanın nişanlandığını duyduğumda uçup giden aklım şimdi yerine gelmişti. Eğer Esma gerçekten nişanlı olsa , mutlu olsa buraya geri dönmezdiki. Nişanlandığı kişiyle Almanyada kalıp mutlu Olmaz mıydı. Her şeyi açığa çıkaracağım. Gerçi çıkarsamda ne faydası var artık. Yinede böyle belirsizlikle kendimi yeyip bitirmekten iyidir.
Git deyip kendin gidememek nasıl bir duygu bir bilseniz. Her an ona doğru koşan delikanlı Tahiri tutamamak ve her gece soluğu onun penceresinin önünde almak. Aşikar sevmek sevilmek varken gizli sevmek nasıl bir acı bir bilseniz. Bir gülüşüne kurban olan yüreğinizin o gülüşe uzak olması ne demek. Kokusunu unutmaktan korkmak , elinizden yitip gideceğini düşünmek nasıl bir korku. Yaşamayan bilebilirmi.
Yemek yerken oda yedi mi, ısınırken acaba o üşüyormu diye düşünüyorum. Esmanın çayı sevdiğini biliyorum. Çayı içerken karşılıklı beraber içmek istiyorum. Her yaptığım şeyde sevdiğim var. Yatarken kollarımda o varmışcasına yastığa sarılıyorum. Saçlarının göğsüme dağıldığını hayal ediyorum. Nasıl uzak kalayım ona.
Esmaya fark ettirmeden ona yardım etmek istiyorum. Kapısının önüne gizlice odun ve kömür bırakıyorum. Genelde erken saatlerde bırakıyorum. Bazende gece ışıkları sönünce. Bilmesin ondan gidemediğimi. Bilmesin göğsümde yanan sevdasını. Benim gibi ikilemde kalmasın.
Sabahın erken saatinde yine kapısına odun ve kömür getirmiştim. Ona görünmeden gitmekti niyetim. Ama bu defa yakalanmıştım. Esmanın kapıyı açmasıyla ne yapacağımı şaşırdım. Elim ayağım birbirine dolandı.
Esmaya bir açıklama yapmalıydım. Kelimeleri toparlayamadım. Saçmalayarak "Esma ben şey... ya annem şey dedide" dedim. Harfler , kelimeler nereye kaybolmuştu. Konuşma yetimi kaybetmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYRILIK TRENİ
RomanceHiç dile getirilmemiş bir sevda. Konuşmadan sevmek , uzaktan gözlerinle sevdanı anlatmak işte buydu bizim hikayemiz. Gitmeden önce bana sevgiyle ışıldayan gözler , şimdi kızgınlıkla bakıyordu. Gelişimi , yıllar sonra geri dönüşümü sorgular gibiydi...