29.BÖLÜM OYUN

792 43 6
                                    

1991

/ Tahirin anlatımıyla/

Eve geldiğimde ilk işim odama gidip Esmanın penceresine bakmak oldu. Perdesi çekilmişti. Işıkta yanmıyordu. Ya uyumuştu , yada oturma odasındaydı.

Aramıza buzdan duvarlar ördüğümün farkındayım. O duvarlarda Esmanın bana dair beslediği ve benim yıktığım hayaller var. O duvarda Esmanın kırılmışlıkları var.

O duvarlara yenilerini eklemeden ve sonu olmayacak bir yola girmeden gerçekleri öğrenmiş olmama şükrediyorum.  

Gül'ün ve Murat'ın beraber oynadığı bu oyundan eminim. Sebebi ise düğün gecesi ikisinin aynı anda ortalardan kaybolması. Belkide emin olmak istemiyorum. Sadece tek isteğim Gülden kurtulacak bir yol bulmak.

Sigaramı yaktım. Dolaba ilerledim. Mektupları aldım. Hala okumak için cesarete ihtiyacım vardı. Biraz cesaret toplamak için benim yazdıklarımı ayırdım. Esmanın yazdıklarını tarihlerine göre sıraladım.

Cesaretimi toplayıp ilk mektubunu açtım. İçimde tarifi mümkün olmayan bir heyecan vardı. Geçte olsa Esmanın mektubunu okuyacak olmak , bütün benliğimi titretiyordu.

"Tahir mektubuma halini hatrını sorarak başlamak isterim. Umuyorum ki iyisindir. Beni soracak olursan sağlığım yerinde. Sadece buraya gelir gelmez yaşadıklarım kalbimi yaraladı.

Ah Tahir ne vardı şimdi pencereye çıkıp sana derdimi anlatabilsem. Sen hüzünlü olduğumu görüp , gözlerimi kapattırsan. Ve ben sana bütün sıkıntımı anlatsam. Uzakta olsak yinede sana anlatmak istiyorum dertlerimi.

Babam burada başka biriyle evlenmiş. Bu yetmiyormuş gibi birde çocuğu olmuş. Bunu duyunca dönmek istedik. Babam beni bırakmak istemiyor. Bu yüzden de kimlik ve pasaportlarımızı sakladı. Anneme sen gidebilirsin. Ama Esma burada benimle kalacak diyor. Hiç bir yere çıkmamıza izin vermiyor.

Ben bunlara ve senin yokluğuna nasıl dayanacağım. Varlığın yeterdi dertlerimi unutmak için. Şimdi nasıl başa çıkacağım bilmiyorum Tahir. Sadece geri dönmek için elimden geleni yapacağım.

Sana verdiğim sözü unutmayacağım. Sende bana verdiğin sözü unutma Tahir. Sağlıcakla kal. Seni Allah'a emanet ediyorum.

En kısa zamanda mektubunu bekliyorum. Beni habersiz koyma."

Mektupta yazan her söz yüreğime işledi. Her zaman ki gibi yine derdini bana anlatmıştı. Tek dert ortağı bendim. Bunu bilmek yüzümü güldürdü.

Sabaha kadar yazdığı bütün mektupları okudum. İlk zamanlar yazdığı kelimeler hep hasret içeriyor. Benden haber alamadıkça kelimeleri siteme dönüşmüş.

En sevindiğim şey ise. Her şeye rağmen ne yaşadıysa , bütün sıkıntılarını yine bana anlatmış. Sinirlediğim şeyler ise , babasının yaptıkları. Ve Esmayı evlendirmek için dövmüş olması.

Beni yıkan ise Esmanın dönmek için benden yardım istemesi ve benim ona yardım edememiş olmam. Mektuplar o zamanlar elime geçmiş olsaydı , ölmek pahasına ona yardım ederdim. 

Mektupların hepsi bitmişti. Her satırı ,  her cümleyi özenle okumuştum. Esmayı sever gibi , koklar gibi zarfları ve kâğıtları kokladım. Yüzüme düşen göz yaşlarımı elimin tersiyle sildim.

Gün ışımaya başlamış ve ben hiç uyumamıştım. Delikanlı Tahir gibi hisseden yanımla ayağa kalktım. Yıktığım yerden , kırdığım yerden sevdiğimi onarmak için söz verdim.

Kendi yazdığım mektupları sıralayıp özenle bağladım. Esma'nın olanları yani mektuplarımı ona vereceğim. Ama onunda bir vakti var. Herşeyi çözüme kavuşturmalıyım.

AYRILIK TRENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin