34.BÖLÜM KAVUŞMA

806 40 9
                                    

1991

/Esmanın Anlatımıyla/

Beklediğim , gözlerimin aradığı gelmişti. "Esma" diye bağırdı. Sonra tekrar "Esma" dedi istasyonu inleten sesiyle.

Buraya kadar koşarakmı gelmişti. Nefes nefese kalmıştı. Tam karşımda iki büklüm nefes almaya çalışan Tahir. Gözlerimi kapattım. Gelmesini deli gibi istediğim gelmişti.

Bir ayağım hala trenin merdiven basamağındaydı. Gözlerimi tekrar açtığımda Tahir elini bana doğru uzatmıştı. "Yetişemeyeceğim diye çok korktum. Bir kere daha ellerimden kayıp gideceksin diye ödüm koptu. Şükür yetiştim" dedi.

Eli hala havada asılıydı. Tutmamı bekliyordu. Tahir "10 yıl önce yapamadığımı şimdi yapacağım. Sana o gün gitme demeyi , elinden tutup kaçırmayı çok istesem de yapamadım. Ama şimdi pişman olmamak için yapacağım" dedi.

İki elini birden uzattı. "Gitme Esma. Gel seninle yeni bir hayat kuralım. İzin ver bütün acılarına merhem olayım. İzin ver elinden tutup kaçırayım seni" dedi.

Ellerine baktım. Gözlerinin içine baktım. O zamanlar Sehere söylediklerim geldi aklıma. İzin vermesin gitmeme demiştim. İşte şimdi izin vermiyordu gitmeme.

Tahirin umutla beklemesine son verdim. Elimi uzatıp elini tuttum. "İzin verme gitmeme" deyip boynuna atladım. Valizimi yere bırakıp iki elimle sardım boynunu. Tahirin elleri belimde , benim ellerim onun boynunda sıkıca sardık birbirimizi. Bu bizim ilk kavuşmamızdı.

Tahir boğuk sesiyle "teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim. Beni tekrar sensiz bırakmadığın için" dedi. Bende yüzümü boynuna koydum. Kokusu insanı kendinden geçirecek kadar güzeldi.

"Teşekkür ederim. Gitmeme izin vermediğin için teşekkür ederim" dedim. Gözyaşları boynumu ıslatıyordu. Benim gözyaşlarımda onun boynunu ıslatıyordu.

Trenin kalkış düdüğü çaldı. Tahir "o zaman sana söylediğim cümleyi , bu düdük yüzünden duymamıştın" dedi. Yoksa o da benimle tam düdük çalarken aynı cümleyimi söylemişti.

Tahir dudaklarını kulağıma yaklaştırdı. "Seni seviyorum deniz gözlüm" dedi. Tam şuracıkta heyecandan ölebilirdim. Beni sıkıca saran kolları olmasa ayakta duramazdım. Aynı şeyi aynı anda söylemiş ve ikimizde duymamıştık.

Heyecanın etkisiyle kekeleyerek "bende seni seviyorum orman gözlüm" dedim. Sanki bunu bekliyor gibi kollarını dahada sıkılaştırdı. Kalabalığa aldırmadan beni döndürmeye başladı.

Kuşlar kadar özgürdüm. Sevdamın kollarında kuşlardan daha özgürdüm. Yüreğimdeki heyecanla , o yüreğimdeki sevdayla işte ben şimdi ben olmuştum.

Tahir bağırarak "seni seviyorum Esmam" dedi. Artık gerçekten başım dönüyordu. Tahirin kulağına eğildim "indirsen ya artık beni" dedim kıkırdayarak. Aşk sarhoşu olmak böyle bir şeymiydi.

Tahirde benim gibi gülerek yere indirdi beni. Saçlarımı okşayarak "insan iki kere doğarmış hayatta. İşte bu gün bunu anladım. Bir kere annesinden , bir kerede sevdiğinin yüreğinden" deyip başımın arkasından tutup alnımdan öptü.

O an beynimde şimşekler çaktı. Ali ağabey ve Narin abla. Onları tamamen unutmuştum. "Tahir" dedim panikle.

Tahir paniklemiş halimi görüp endişelendi. "Ne oldu Esmam" dedi telaşla. "Tahir Ali ağabey ve Narin abla trenle gittiler" dedim.

Tahirde panikle "nasıl gittiler" dedi. "Onlar ayrı vagondaydı. Ben seni görünce onları tamamen unuttum" dedim.Tahir sakinleştirmek için elimi tuttu. Kendime olan sinirimle ağlamak üzereydim.

AYRILIK TRENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin