1991
/Tahirin anlatımıyla/
Sinirle Murat'ın yakasına yapıştım. "Lan benim asabımı bozma defol" dedim. Murat gevrek gevrek gülerek " sen de hala köpek gibi peşinde koş" dedi. Ve en büyük bombayı patlatıp beni parçalara ayırdı. " Esma buraya niye döndü biliyor musun. Çünkü orada birini bıçaklamış. Sırf adam onunla yatmadı diye adamı bıçaklamış" dedi...
🌟🌟🌟🌟🌟🌟🌟🌟🌟🌟🌟🌟🌟🌟
Kaç saattir böylece oturuyorum bilmiyorum. Murat'ın gelip bana Esma hakkında söyledikleri dolanıp duruyor beynimde. Gerçek mi , gerçekten Murat'ın söyledikleri doğru mu.
Esma , Esmam birini yaralamış. Benim saf , temiz , kalbi kötülük nedir bilmeyen deniz gözlüm. Murat'ın anlattıkları öyle ağır şeylerdiki. Gözlerim ile görsem inanmam dediğim şeylerdi.
Esma Almanya'da bir adamın metresi olmuş. Adam Esma'dan sıkılıp , ayrılmak isteyince Esma bunu gururunu yedirememiş. Hem adamı yaralamış , hemde parasını çalmış.
İnanmadım." Yalan , Esma bunu , böyle bir şeyi yapmaz "dedim. Murat "Şadan teyze öz yeğenine iftira atacak değil ya. Hem bana inanmıyorsan Şadan teyzeye sor. Yada git Esmaya sor. Gerçi sana Semihin kim olduğunu doğru söylemeyen , bu işin doğrusunu söylermi bilemedim" dedi.
Murat'ın söylediği şeyin doğruluğuyla masaya yığılıp kaldım. Kaç zamandır yığılıp kaldığım masada öylece oturuyorum.
Murat'ın anlattıklarını beynimde ve kalbimde bir yerlere koymaya çalışıyorum. Beynim doğru desede , kalbim inanma , Esma böyle bir şeyi yapacak biri değil diyor.
Hangi tarafıma inanayım. Kalbimi dinlemek geliyor içimden. Sonra aklıma gelen fikirle ok gibi fırladım oturduğum yerden. Şadan teyzeyi arayacaktım. Murat'ın anlattıkları doğrumu diye soracaktım.
Bu saatlerde kahvehane genelde boş olduğu için , rahatça arayıp soracaklarımı sorabilirdim. Telefon defterini açtım. Şadan teyzelerin telefonunu çevirip açması için beklemeye başladım.
Uzun süre açması için bekledim. Telefon açılmamıştı. Demekki evde kimse yoktu. Yada başka bir işleri vardır diye tekrar aradım. Bu defa telefona cevap veren olmuştu.
Telefonu açan Şadan teyzeydi. "Aloo" demişti. Derin bir nefes alıp "aloo Şadan teyze ben Tahir" dedim. Şadan teyze biraz durup "ha Tahir senmisin" dedi. Eminimki aradığıma şaşırmıştı. Çünkü bu zamana kadar sadece bir kere aramıştım. O zaman bile Esma'dan haber varmı diye sormak için aramıştım. Duyduklarımı nasıl anlatıp soracaktım bilmiyorum. İlk hallerini hatırlarını sordum. Oda aynı şeyi yaptı.
Kendimi biraz toparlayıp konuya girdim. Murat'ın anlattıklarını ve doğru olup olmadığını sordum. Şadan teyze sıkıntılı bir nefes alıp doğru dedi. Gerisi artık yoktu benim için. Dinlemiyordum daha doğrusu duymuyordum. Elimde telefon ahizesi öylece boş duvara bakıyordum. Bu kadar anlatılan yeterliydi benim için.
Yangın yerine dönmüştü kahvehane. Duyduklarımın ağırlığıyla her yeri dağıtmıştım. Demekki Esma benden gittiği kadar saf ve masum kalamamıştı. Sonra yere çöküp neden Esma neden diye bağırdım.
İçimdeki ses yine gün yüzüne çıkıp unut dedi. O seni çoktan unuttu. Buraya geliş amacı bile farklıymış. Peki Semih diyorum. Oda biliyormuydu Esmanın bu durumunu. Bilse gelirmiydiki peşinden. Bilse bu halde kabul edermiydiki. Hala yerine oturmayan taşlar var beynimde. Çözemediğim sorular. Aklıma Esmanın adam yaralandım sözleri düşüyor. Ne demişti sahi senden başkası bana dokunmasın diye adam yaraladım demişti. Peki bu ne demekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYRILIK TRENİ
RomanceHiç dile getirilmemiş bir sevda. Konuşmadan sevmek , uzaktan gözlerinle sevdanı anlatmak işte buydu bizim hikayemiz. Gitmeden önce bana sevgiyle ışıldayan gözler , şimdi kızgınlıkla bakıyordu. Gelişimi , yıllar sonra geri dönüşümü sorgular gibiydi...