1991Esma pencerenin tıklatılmasıyla yataktan doğruldu. Perdeyi açtı. Kimse yoktu. İçi ürperdi. Pencereyi açıp açmamakta kararsız kaldı.
Cesaretini toplayıp pencereyi açmaya karar verdi. Pervazdaki kağıdı gördü. Eline aldı ve okumaya başladı.
"Gönül bahçemdeki tek çiçek. Ömrümü yoluna paspas niyetine serebileceğim tek kadın. Varlığıyla çoştuğum , yokluğunda öldüğüm. Rica etsem bahçeye çıkarmısın" yazıyordu.
Esma hem not yüzünden hemde Tahirin romantik birşeyi bağladığı cümleye gülmüştü. Deliydi bu adam.
Hemen yataktan kalkıp dış kapıya yöneldi. Kapıyı açtığında tam karşısında masanın üzerinde gül buketiyle karşılaştı.
Güllerden gözünü ayırmadan yürüdü. Tahir "geceme güneş doğdu sanki" dedi. Esma gözlerini güllerden ayırıp Tahire baktı.
"Sen benim sabır sınavımdın , hasret kervanımdın. Sen benim ayrılık trenimdin. Şimdi ise geceme güneş , gönlüme eş , ömrüme ömürsün" dedi Tahir.
Esma Tahirin ağzından çıkan her kelimeye vuruldu. Her kelimede sarhoş oldu. Gönlündeki sevgi gözlerindeki ışığa dönüştü.
"Sen benim genç kızlığım , ilk ve son sevdam. Sen benim yüzünü unuturum diye resmine her gece baktığım. Sen benim beni unutursun diye korkudan öldüğüm. Ve sen benim vuslatımsın" dedi Esma.
Tahir Esmanın mavi gözlerine bakıp ona doğru yaklaştı. Ellerini tutup kendine doğru çekti. Alnına küçük bir buse kondurdu.
"Esma , sevdam. Her günüm ve gecem sen oldun. Bazen herşeyi bırakıp seni düşünmekten kendimi alamıyorum. Bir büyü , bir efsun gibisin" dedi.
Esma Tahirin beline ellerini doladı. "Seni sevmek , seni düşünmek o kadar çok ben ki. Bunları yapmadığım bir dakika yok. Ve ben bunları yapmadan ben olamam zaten" dedi.
Tahir Esmanın saçlarını severek "ömrümü ömrün ile birleştirmek istiyorum. Benimle evlenir misin deniz gözlüm " dedi.
Esma bunu hiç beklemiyordu. Tahirin göğsüne yasladığı başını kaldırdı. Gözlerine baktı. Şaşkındı.
Tahir sabırsızlıkla "cevap vermeyecek misin sevdam" dedi. Esma dilini yutmuş gibiydi. Ne demeliydi.
"Tahir" dedi. Uzun zamandır ilk defa gözleri mutluluktan dolmuştu. "Ömrüm ömrünün olsun. Bu ömür yoluna kurban olsun sevdiğim" dedi.
Tahir "yani bu evet demek değil mi güzelim" dedi. Esma gözyaşlarıyla "evet demek. Binlerce kere evet ilk ve son sevdam" dedi.
Tahir Esmanın yüzünü tuttu. Her zerresini öperek "seni ömrümün sonuna kadar mutlu edeceğim. Seni bu ömrümün yettiğince seveceğim. Hayattaki en değerli varlığım" dedi.
Esma huzurun kokusunu , sığındığı göğüste hissetmişti. Tahirin sinesi korunaklı bir yuvaydı ona. Kollarının arasında olmak ne güzel bir şeydi.
Güçlükle ayrıldılar birbirlerinden.Tahir gülleri eline aldı. "Biliyorum en sevdiğin çiçek papatya. Ama ben seni her zaman güllere ve kendimide bülbüle benzettiğim için sana bu gün gül aldım" dedi.
Gülleri Esmaya uzattı. Esma gülleri eline aldığı zaman "bülbül güle sevdalıymış. Bir kere açtığını görmek için nelerini vermezmiş. Her akşam gülün yanına gidip , gülün açması için gül açıl açıl diye ötermiş. Sabaha kadar böyle ötüp dururmuş. Sabah olupta gülün açılma vakti gelincede bülbül uykuya dalarmış. Yani aşık olduğu gülün bir kere bile açtığını görmemiş. Ama hep umut ile her akşam , yılmadan , usanmadan ötmeye devam edermiş" deyip yere diz çöktü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYRILIK TRENİ
RomanceHiç dile getirilmemiş bir sevda. Konuşmadan sevmek , uzaktan gözlerinle sevdanı anlatmak işte buydu bizim hikayemiz. Gitmeden önce bana sevgiyle ışıldayan gözler , şimdi kızgınlıkla bakıyordu. Gelişimi , yıllar sonra geri dönüşümü sorgular gibiydi...