1991Bir mektup sadece bir mektup ile hayatımdan çekip gidiyordu babam. Sanki hiç var olmamış gibi. Ölümden , ölmekten hiç bahsetmemiş olsada , cümleleri ölümü içeriyor.
Ne tepki vermeliydim. Ağlamak istiyorum ama ağlayamıyorum. Baba diye bağırmak geliyor içimden. Ama beni durduran bir şey var. Küçük küçücük bir köşe kalbimde yanıyor. Ama diğer yanı buz gibi.
Donuk gözlerle tekrar tekrar okudum mektubu. Neden bir yabancıdan gelmiş gibi.
Tahir "Esma iyimisin" dedi. Usulca kafamı kaldırıp baktım. Hislerim alınmıştı sanki. "İyiyim" diyebildim sadece.
Zeynep "kötü bir şey mi yazmış baban" dedi. Kötü bir şey. Evet demek geldi dilimin ucuna. Sonra yuttum o kelimeyi.
Seslice bir kere daha okudum hepsinin merakını gidermek için. Biliyorum onlarda benim hareketlerime anlam veremiyorlar.
Neydi bu hissizliğimin sebebi. Oysaki içimdeki koca dağ yerle yeksan olmuştu.
Düşündüm. Ve sebebini buldum. Zaten benim için babam çoktan ölmüştü. Bu defa sadece gerçekten ölüyordu.
İçimde defalarca cenazesi kalkan babama , içim artık üzülmüyordu. Tek başına ölmemişti içimde. Şimdi ise tek gidiyordu bu dünyadan.
Peşinden gitsem , yapma, etme desem. Bunun kime , neye faydası var. O seni dinledimi diyor yüreğim. Sen ona yapma derken , annen sessiz ve gizli göz yaşı dökerken onun umrundamıydı diyor iç sesim.
Hem gitsem peşinden nerede olduğunu bilmiyorum. Sadece bunun bir intihar mektubu olduğunu biliyorum. Ve ben , onun kızı , Esma bu duruma üzülmekten çok tepkisiz kalıyorum.
Sessizliğe bürünüyor bütün hislerim. Elimdeki resme bir kere daha bakıyorum. İki gülen yüz. Şu cansız nesneden bile farkedilen mutluluk.
Kağıdı zarfın içine koydum. Resime bakarak ayağa kalktım. Ardımda sadece beni izleyen 3 insan bıraktım.
Asuman teyzenin "bırak biraz yalnız kalsın" dediğini işittim. Demekki Tahir peşimden geliyordu. Tahirin "ama" deyip susutuğunu duydum.
Ayaklarımı sürüyerek Seherin evine kadar geldim. Hareketlerim bir robottan farksızdı. Kapıyı açıp Seherin odasına girdim. Annemin resmini koyduğum yerden aldım.
Anneme bakarak iç çektim. "Anne" dedim ve resmi sevdim. "Anne sevdiğin yanına geliyormuş" dedim. İlk bir damla düştü. Sonra dizlerimin üzerine yere oturdum.
İki resmide göğsüme bastırdım. "Anne Cemilin yanına geliyor" dedim. İleri geri sallanarak "zaten yaşayan bir ölüydü ve şimdi gerçekten ölecek" dedim.
Buydu , içimden gelen ve yapabildiğim tek şey buydu. Daha fazlası yoktu. Çünkü o adam benim hayallerimin , annemin , içimdeki küçük Esmanın ve babamın katiliydi.
################################
Babamın mektubunun üzerinden 2 gün geçmişti. Bu sürede pek dışarıya çıkmadım. Hala sessizliğimi ve hissizliğimi koruyorum. Mektup ise hafızamın bir köşesinde.
Tahir bu iki gündür her sabah ve akşam muhakkak uğradı. Varlığı benim için büyük nimet. Ali ağabey , Narin abla, Asuman teyze, Zeynep ve tabiki can dostum Seher. Yıkılmayan görüntüm korkutuyor onları. Her an yıkılırım diye hep yanımdalar.
Asuman teyze ve Zeynep yine bana bakmaya gelmişlerdi. Onlarla konuşmak bana iyi geliyor. Zeynep yine çay demledi. Sağolsun kendi evi gibi dönüyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYRILIK TRENİ
RomanceHiç dile getirilmemiş bir sevda. Konuşmadan sevmek , uzaktan gözlerinle sevdanı anlatmak işte buydu bizim hikayemiz. Gitmeden önce bana sevgiyle ışıldayan gözler , şimdi kızgınlıkla bakıyordu. Gelişimi , yıllar sonra geri dönüşümü sorgular gibiydi...