36.BÖLÜM BORİS

580 29 4
                                    

                         1991

Yazarın Anlatımıyla

Birleşen dudakları kor gibiydi iki sevdalının. Ne çok beklemişlerdi bu anı. Kavuşmak onlar için dikenlerle kaplı bir yol olmuştu.

Ruhları çok yara almıştı. Yıllar en çokta Esmayı tüketmişti. Bir Almanya sevdası onların sonu olacaktı neredeyse. Şüphesiz ki bu hikayede en masum Esmaydı.

Hayatın sillesini yemişti. Ama yinede yıkılmadı. İyiki dedi. İyiki yıkılmamışım. İyiki memleketime dönüp Tahirime sığınmışım.

Tahir her şeye körü körüne inandığı için pişmandı. Ne kaybettiği yıllara , nede Esmasız geçen günlere yandı. En çok Esmayı üzdüğü zaman yandı Tahir.

Önlerinde beraber geçecek yıllar vardı artık. İkiside içinden mutluluk çok yakın dedi.

Birleşen dudakları ayrıldı. Tahir elini sevdiğinin saçlarına uzattı. Her teline kurban olacak kadar büyüktü sevgisi.

Esma elini ömürlük yarinin yüzüne koydu. Tahir yüzünü Esmanın eline yasladı.

"Tek dileğim beraber yaşlanmak. Birbirimize yaslanmak" dedi ikisi aynı anda.

Kalpler bir olunca dilleride bir olmuştu. Düşünceleri bile aynıydı. Yaşamak buysa , daha önce ne yapıyordum demekten alamadılar kendilerini.

Tahir içindeki aşkı bağırmak , haykırmak istiyordu. Yarabbi nasıl bir şey bu. Ele avuca sığmayan duygumu küçücük bir organda nasıl tutayım dedi kendi kendine.

Esma işte bütün acılarımın mükafatı. Bütün yaralarımın merhemi dedi. Konuşmadan sevdiler birbirlerini. Suya hasret kalmış gibiydi ikiside. Onların hasreti birbirineydi.

Tahir Esmanın kulağına yaklaştı. Kokusu insanı mest edecek kadar güzeldi. Her defasında aklını başından alıyordu.

Esma'ya bu kadar yakınken sağlıklı düşünemiyordu. Ne söyleyecekti. Aklındakiler silindi. Sadece Esma'nın kokusunu içene çekti.

Tahirin yaklaşmasıyla kalbi yerinden çıkacak kadar hızlandı. Arada duvar vardı oysaki. Dahada yakın olsalar Esma kesin heyecandan bayılırdı.

Tahir sevdiğinin kulağına fısıldadı. "Bir daha ayrılık olmasın Esma. Ölüm bile çekilirde , ayrılık çekilmez" deyip Esmanın boynunu öptü.

Aradaki duvarı yıkmak vardı şimdi. Onları ayıran duvara kızdı. "Esma" dedi yalvarır gibi. Esma kendisinde değil gibiydi. Sadece "hı" diyebildi.

Tahir "iznin olursa pencereden atlayıp yanına geleyim" dedi. Esma ilk önce demek istediğini anlamadı. Zaten yan yanayız diye düşündü. Sonra aklı başına geldi. Tahir arada hiçbirşey olmasın istiyordu.

Panikle "olmaz Tahir" dedi. Tahir mızmızlanarak "ama neden" dedi. Esma dudaklarını dişledi. "Zaten yaptığımız hiç hoş değil. Birde seni eve alırsam işte o zaman olacakların önünü alamayız" dedi.

Esma haklıydı. Ama Tahir bunu içindeki sevdaya anlatamıyordu. "Tamam" dedi biraz bozulmuştu. Tahirin bu haline ilk defa şahit olmuştu Esma. Her hali ayrı sevilesiydi.  Öfkeside , sevgiside başım üstüne dedi. 

O gece gün ışıyana kadar konuştular. İkiside hayallerinden bahsetti. Esma Tahire bakıp bu yaşadıklarımız rüya olmasın Allah'ım diye dua etti.

Sabahın ilk ışıkları vurmuştu Samsun'a. Pencerenin pervazında uyuya kalan Esmasına baktı. Ne kadar masum ve savunmasızdı.

Esma'dan hiç ayrılmak istemesede , ayrılmaya mecburdu. Onu burada biri görse hemen dedikodu çıkarırdı.

AYRILIK TRENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin