Keyifli Okumalar
"Sen benim hayat kaynağımsın. Sensiz ben bir hiçim güzelim. Anlıyor musun? Ben sensiz bir hiçim. Lütfen bana son bir şans daha ver. Bu defa sana hak ettiğin mutluluğu yaşatacağım." Ne yanımızdan geçen insanlar ve ne de Londra'nın yoğun akşam trafiği umurumdaydı o an için. Eski anılar zihnime dolmaya başladığında aynı acıları tekrar hissederek başımı iki yana salladım. Bana oldukça zor günler yaşatmıştı, benden bunları unutmamı nasıl bekleyebilirdi. O kötü günlerin hiç birinin telafisi yoktu ne yazık ki.
"Biz bugün boşandık Arthur." diye hatırlattım ona. Sonra da kararlı bir şekilde devam ettim.
"Bu istediğin şey mümkün değil. Üzgünüm ama ben sana aşık değilim." Dürüst davranmak en iyi seçenekti.
"Hayır Julietta. Bana o son şansı verirsen her şeyi düzeltebilirim. İnan bana bunu yapabilirim bebeğim." Israrcı davranması karşısında ona acıdığımı hissettim. Gerçekten perişan görünüyordu.
"Evliliğimiz boyunca bir değil birçok şans verdim sana. Değişmen için sabırla bekledim ama olmadı. Keşke şimdiki hissettiklerini o zaman hissetseydin çünkü artık çok geç. Bizim için geri dönüş yok Arthur."
Onun yıkılışına şahit olurken içimde büyüyen suçluluk duygusu beni sarsmıştı. Bilmiyorum uzun yıllar ona bağımlı gibi yaşamış biri olarak tuhaf hissettirmişti bana bu durum. Biten bir evliliği (hem de çok kötü bir şekilde) tekrar canlandırmaya çalışmak insana acıdan ve zaman kaybından başka bir şey vermezdi. Umuyordum ki bunu o da görsün ve bu saçma takıntıdan vazgeçsin. Eminim Sevim ile benimle olduğundan daha mutlu olabilirdi. Nede olsa çocukluklarına dayalı sağlam bir bağları var gibi görünüyordu. O kadının yanında beni nasılda küçük düşürdüğünü ve azarladığını göz ardı etmeye çalışarak konuştum.
"Neden Rebeka ile ciddi bir ilişki düşünmüyorsun? Ben siz ikinizin iyi anlaşacağınızı düşünüyorum. Onunla ofisinde yaşadığınız fantezileri eminim daha ileri boyutlara taşıyabilirsiniz."
Söylediklerim afallamasına neden olmuşa benziyordu, beti benzi atmıştı çünkü. Ben ise bir nebze rahatladığımı hissettim. Asıl benim ona söylemek isteyip de söyleyemediğim bir yığın birikmiş duygu yüküm vardı. Bunca yıl içime attığım için beni çökerttiklerini hissetmiyor değildim. Aslında insanın kendine yaptığı en büyük kötülüktü bu, duygularımı içime atmanın çözüm olmadığını öğrenmiştim ne olursa olsun bir şekilde kırmadan suçlamadan nazikçe hislerimi söyleyebilmeliydim çünkü ben duygularımı söylemeden kimse ne hissettiğimi anlayamaz.
"Onunla farklı bir ilişkimiz var Julietta. Düşündüğün gibi değil." Kederli bir şekilde gülümserken, gözlerine baktım. İçinden geçenleri anlamaya çalıştım ama onu anlamak oldukça zordu ve de imkansız.
"Biliyor musun Arthur senin hatan mutluluğu hep farklı şekillerde ve uzaklarda aramak oldu. Yanındaki güzelliklerin farkına varıp kıymetini bilemedin. Bence Rebeka ile birbirinize bir şans vermelisiniz. Bu söylediğimi bir düşün lütfen." Bunu dürüst bir şekilde söyledim. Tüm yaptıklarına rağmen yine de onun mutlu olmasını istiyordum. Annemin ve benim üzerimizde hakkı vardı nede olsa. İki yıl boyunca bize maddi anlamda çok cömert davranmıştı. Maneviyatta ise bir yıkımdı benim için.
"Hiç bir şey bilmiyorsun."
Bu defa sesi sert çıktı. Onun karşısında gerilirken kollarımla kendimi sardım. Az önceki yok olan korku tekrar hızlı bir şekilde yerini almıştı onun bu ani sert çıkışıyla. Dengesiz ruh haliyle her zamankinden de anormal görünüyordu. Benim değişen ruh halimi fark edince anında yumuşadı ve pişman olarak gözlerini kapadı. Bakışlarımı ayırmadan o geçen birkaç saniye boyunca ona ne düşüneceğimi bilemeyerek baktım. Acıma, suçluluk, kızgınlık, öfke, nefret birçok duygu harmanlanmıştı. Gözlerini açtığında kederliydi bakışları.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Julietta
Novela JuvenilÇıkmaz bir sokak gibiymiş demek ki AŞK insan bir kere gönül verdi mi geri dönüşü mümkün olmuyormuş.