Keyifli okumalar
"Git Kevın. Yoksa ikimizin de kalbi kırılacak." Öfkeli bakışlarını üzerimden çekti arabasına binip uzaklaştı. Onun gidişini izlerken geride sadece kırık bir kalp bırakmıştı.
Eve girdiğimde gözyaşlarım büyük bir istikrarla gözperdemi yırtıp yanaklarımı dağlarken, bir hıçkırık koyverdim. Öyle ki kendimi durduramıyordum. Son günlerde yaşadıklarım çok ağır gelmişti. Bir daha Aleksander ile konuşmayacaktım sevdiğim adam ile onun yüzünden aram bozulmuştu. Evet bütün suç onundu.
"Neyin var prenses?"
Kapının eşiğinde duran Betty'e doğru koşup sarıldım ve bu defa hıçkırarak daha güçlü bir şekilde ağlamaya başladım. Sinirlerim boşalmıştı. Odasına geçtiğimizde olan biten herşeyi onunla paylaştım. Birine anlatmam gerekiyordu yoksa patlamam an meselesiydi. Bütün bu olanları sindirebilmek için bir süre sessizce bekledi.
"Vay anasını demek baban hayatta ha! Tanrı yardımcın olsun ne düşüneceğimi bilemiyorum prenses." Kısa bir sessizlik daha oldu.
"Annen ve baban kocaman insanlar bu onların hayatı. Emin ol bundan sonrasını kendileri halledebilir. Umarım sende artık hiçbir aksilik olmadan yoluna devam edersin ama benden sana tavsiye Kevın dışındaki herşeyi siktir et gitsin. Mutluluğu kendine çok görüyorsun. O adam seni gerçekten seviyor."
"Bunu biliyorum, bende onu çok seviyorum." Dedim burnumu çekerek.
"O halde didişmeyi bırakın ve aşkınızı yaşayın. Farkında mısın bilmiyorum ama hep başkaları yüzünden birbirinizi kırıp duruyorsunuz." Bu kız fazla mantıklı ve iyi bir sırdaştı.
"Kıskançlık yapıp bana güvenmeyen kendisiydi. Eğer beni dinleseydi bunları yaşamayacaktık."
"Adamın kıskanç olduğunu biliyorsun. Bence ne olursa olsun ona açıklamaya çalışmalıydın."
"Elbette açıklamaya çalıştım ama bay aksi beni dinlemedi bile. Bu konuda sana katılmıyorum Betty. Bana güvenmeliydi. Onu sevdiğimden sadık olduğumdan şüphe ediyor. Bu gerçekten çok kırıcı." O sırada telefonum çaldı canım istemese de yanıtladım. Söyleyecek birkaç çift lafım vardı.
"Hangi yüzle beni arıyorsun?"
"Seni merak ettim. Hadi ama güzelim bu kadar kızmana gerek yok. Alt tarafı biraz eğlendim o kadar." Onu boğmak istiyordum.
"Evet sen eğlendin ben ise üzüldüm ve incindim. Senin yüzünden Kevın ile aram bozuldu."
"Seni gerçekten sevip sevmediğini görmek istedim. Etrafımdaki onca korumaya rağmen gözü kapalı bana yumruk attı. Bu adam delirmiş olmalı." Bezgin bir şekilde gözlerimi devirdim.
"Evet senin sayende delirdi."
"Tamam güzelim bu kadar kızma istersen durumu düzeltebilirim."
"Senden hiçbir iyilik istemiyorum hatta bundan sonra ne seni ne de amcanı etrafımda görmeyeceğim. Benden uzak durun."
"Hadi ama biz artık bir aileyiz."
"Son sözümü söyledim Bay Aleksander Jones." Telefonu yüzüne kapadım.
"Aferin prenses adama ağzının payını verdin."
Tanrım ne gündü ama... Babamın sağ olduğunu öğrenmiştim ve asla tahmin edemeyeceğim biri çıkmıştı. Üstüne de sevgilimle aram bozulmuştu. Kevın ile daha yeni başlamıştık ve düşe kalka ilerliyorduk. Bizi nasıl bir gelecek bekliyordu merak ediyordum. Onu kaybetmekten korkuyordum. Onunla ömrümün sonuna kadar birlikte olmak istiyordum ama bana haksızlık ediyordu. Şu an emin olduğum tek şey kendini affettirmek için fazlaca çabalaması gerekiyordu. Birkaç saat önce yaşadıklarımızı hatırlayınca keyifsizliğim tavan yaptı. İçim acıyordu. Geceliğimi giyip vücuduma ağır gelen başımı yastığıma koydum ve zorda olsa uyumaya çalıştım. Birkaç saniye geçmişti ki telefonuma mesaj geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Julietta
أدب المراهقينÇıkmaz bir sokak gibiymiş demek ki AŞK insan bir kere gönül verdi mi geri dönüşü mümkün olmuyormuş.