Asansör

762 57 30
                                        

Bugün itibariye KEVIN BROWN'nun TUTKU kitabını yazmaya başladım. okumak isteyenler buyursunlar.

 okumak isteyenler buyursunlar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Keyifli Okumalar

Toplantı odasına benzer bir odaya girdiğimizde, beni tutup oval masanın üzerine oturttu ve yüzümü ellerinin arasına aldı. Bacaklarımın arasına yerleştiğinde dudakları beni tahrik edecek kadar yakındı. Her an beni sertçe öpecek gibi duruyor ama bunu yapmıyordu. Belki de amacı benimle oyun oynamaktı. Kim bilir belki de ilk hareketi benden bekliyordu. Ellerini omuzlarıma oradan kollarımdan indirdi ve yavaşça aşağıya inerek kalçalarımı kavradı. Beni kendine çektiğinde sertleşen erkekliğini fark etmemi sağladı. Bu hareketiyle ve hissettiğim o sertlikle nefesim kesilir gibi oldu bir anda. Dilim damağım kurumuştu. Arzu tutku ve daha pek çok duyguyla bakarak karşılık verdim ona. Kalçalarımı nazik olmayan bir şekilde yoğuran ellerinin dokunuşları elektrik çarpıyor gibi oluyor, tüm duyularımı harekete geçiriyordu. Baştan çıkaran gülümsemesi ise pek yardımcı olmuyordu bana.

Alt dudağımı ısırdı hafif bir acının ardından diliyle yalamaya başladı. Acı yerini anında zevk dalgalarına bırakmış beni çok fazla tahrik etmişti. İnledim...

Daha fazla dayanamayan dudaklarımız iki fırtına bulutu gibi buluştu. Öyle bir açlıkla öpüyorduk ki birbirimizi kendimizi kaybetmiştik. Onu daha iyi hissetmek için bacaklarımı beline doladım. Ellerimi yumuşacık hafif dalgalı saçlarının arasına daldırdım ve özlediğim bu duygunun sonuna kadar tadını çıkardım. Dudaklarımızı birbirinden hiç ayırmadan elleri bluzumu aşağıya sıyırdı. Göğüslerime bakmak için dudaklarını benden ayırdığında südyensiz olduğumu görünce zorlukla yutkundu ve açığa çıkan göğüslerime iştahlı bir şekilde baktı.

"Onları özledim."

"Seni çok özledim." Neler söylediğinin farkında mıydı bu adam? İki eli birden göğüslerime kapandı. Dudakları da dudaklarımı esir almıştı tekrar.

Bize doğru yaklaşan ayak seslerini duyduğumuzda bakışlarımız kesişti aceleyle göğüslerimi örtmüştüm ki hemen ardından kapı açıldı. Cooper küçük dilini yutmuş gibi bize bakarken Kevın konuştu.

"Neden buraya geldiniz?"

"Burası toplantı odası abi." Kevın bunu yeni fark ediyormuş gibi etrafına bakındı. Hafifçe tebessüm etti ve ardından beni nazikçe tutup aşağıya indirdi. Ayaklarım zeminle buluştuğunda dizlerim titriyordu. Muhatabı olduğum bakışlardan dolayı oldukça utanmıştım.

Cooper yanındaki belalı tipleri olan iki adamı buyur etti.

"Buyurun Bay Aleksander tanık olduğunuz şey için lütfen kusura bakmayın." İsmini öğrendiğim genç adam beni aleni bir şekilde incelerken bakışlarımı ayakucuma indirdim. Uzun boylu ve geniş omuzluydu. Esmer teni, ona uyumlu simsiyah saçları ve uzaktan bile fark edilecek kadar parlak olan yemyeşil gözleri vardı.

JuliettaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin