1. Kitap Final

13.1K 415 155
                                    

Herkese merhaba....

Keyifli okumalar diliyorum....

                                                              SEVGİLİ KARIM JULİETTA

                                                                       ARTHUR HARRİS

Karımın hastanede kaldığı o zaman diliminde onu ne kadar sevdiğimi ve endişelendiğimi fark etmiştim ve bu farkındalık beni düşünmeye sevk etmişti. Rebeka ile karşılaşıncaya kadar karımın istediği gibi biri olmak için kendimce mücadele ettim. Onu kölem olarak değil de karım gibi görerek ilgili bir eş olmaya çalıştım. Onunla vakit geçirdim daha anlayışlı oldum. En azından değişmeye çalıştım. Bunun için gerçekten uğraştım.

Rebeka'yı görmek geçmişte hatırlamak istemediğim şeyleri gün yüzüne çıkarmış beni yine eski Arthur'a dönüştürmüştü.

*

Çocukluğum ve gençliğim yetimhanede geçti. Bana söylediklerine göre hiç kimsem yoktu. Garip bir şeydi kimsesiz olmak. Bu gerçeği kabullenmek yıllarımı almış olsa da koskoca dünya da yapayalnız olduğunu bilmesi, insanın canını sıkmıyor değildi. On sekiz yaşıma gelene kadar etrafım da sürekli ağlayıp zırlayan mutsuz çocuklar oldu. Bu durum benim de ruh halimi etkiliyor içten içe onlara büyük bir öfke duymama neden oluyordu. Zamanla bu öfkemi kontrol edemeyerek ağlayan çocuklara şiddet uygulamaya başlamıştım. Her şeye ve herkese karşı öfkeli biri haline dönüşüyordum. O zamanlar sadece sekiz yaşlarında bir çocuktum. Zaten bulunduğumuz ortamda hayat şartları kötüydü, mızmızlanarak bunu daha da kötüleştirmenin bir anlamı yoktu diye düşünüyordum. Tek yapmamız gereken şey büyümek, güçlenmek ve o lanet olası yerden kurtulmak için çaba sarf etmekti. Ve ağlamak kesinlikle çözüm değildi.

Hayal kurmayı seviyordum. Hayallerimden biri zengin ve güçlü olmak biri de çevremi mutlu ve neşeli insanlardan oluşturmaktı. O çocuk halimle sadece yetimhane de bulunan çocukların mutsuz olduklarını düşünüyordum oysaki hayata atıldığımda hiç de böyle olmadığını görmek beni sarsmıştı. Tamam kimsesiz çocukların mutsuzluğunu anlayabilirdim ama nasıl oluyor da insanlar her şeye sahipken bile mutsuz olmayı becerebiliyorlardı bunu anlayamazdım işte.

On yaşıma bastığım sıralarda şişmanlığıyla dalga geçtiğimiz okul müdürü emekli olmuş ve yerine bir başkası atanmıştı. Bu genç bir adamdı ve bizimle de oldukça içten ilgileniyordu. Rebeka ve ben onu yavaş yavaş sevmeye başlamıştık. Rebeka en iyi anlaştığım arkadaşımdı benim. Diğer çocuklara göre daha sağlam bir karaktere sahipti. Ayrıca ona karşı ilgi de duyuyordum çünkü siyah saçları ve masum yüzüyle oldukça sevimliydi. Neşeli bir kızdı ve gülmeyi de seviyordu. Benim için özel bir anlamı vardı onun.

Okul müdürümüz Bay Brave öfkeli ve kontrolcü bir adamdı. Yaramazlık yapan çocuklara şiddet uyguluyor ve ders almamız için ağır cezalar veriyordu. Kavgacı biri olduğum için herkesten çok görüşüyordum onunla. Bir keresinde beni o kadar çok dövmüştü ki başıma aldığım darbeyle birkaç gün kendime gelememiştim. Uzunca bir süre zihnim bana oyunlar oynamaya başlamış ve halüsinasyonlar görmeme neden olmuştu.

Yetimhaneden ayrıldığımda çok büyük bir hırs vardı içimde. Rebeka benden önce ayrıldığı için kayıplara karışmıştı onu bulmayı çok denedim ama bunda başarısız oldum. Bilmiyorum belki de bulunmak istemiyordu ne de olsa hatırlamak istemeyeceği kirli bir geçmişe sahipti. Oysa ona ihtiyacım vardı. Zamanla bu durum beni içten içe tüketmeye başlamıştı.

Bay Brave denen adamdan nefret ediyordum. İntikam için planlar yapmaya başladım. Bana ve bütün çocuklara yaptıklarını yanına bırakamazdım. Sık sık onu ziyarete gidiyordum güvenini kazanmak için tıpkı onun yaptığı gibi çocuklara şiddet uygulamaya başladım. Bu hoşuna gidiyordu o sadist pisliğin. Onun güvenini kazandığımda yetimhanenin bütün her şeyiyle ilgileniyordum, bunu fırsat bilerek kimseye hissettirmeden kendi hesabıma para aktarmaya başladım. Kesinlikle aptalın tekiydi.

JuliettaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin