Keyifli Okumalar
"Peki şimdi ne yapacaksın?" Önümde diz çökmesini beklemediğim için nefesimi tutarak onu izledim. Eli ayak bileğimi kavradı ve nazikçe ayakkabımı çıkarıp kenara koydu. Sonra aynısını diğerine yaptı.
"Gördüğüm en güzel kadına, akşam bana yaptığı iyiliğin karşılığını ödeyeceğim." diyerek göz kırptı. O anda kalbim yerinden oynadı. Ah Tanrım oyuncu Kevın geri mi dönmüştü. Elimi tuttu ve merdivenlere doğru yürümeye başladı o sırada mutfağa doğru seslendi.
"Birkaç dakikaya geliyoruz Ayda."
"Hiç acele etmeyin, keyfinize bakın." diyerek takıldı bize. Kıkırdadığını duydum bunun hesabını ona sonra soracaktım. Kevın rahatlamış bir şekilde gülümsedi. Oldukça mutlu göründüğünü fark ettim. Bunun nedeni olmak için can atıyordum ama diğer yandan onun oyuncu kişiliğini düşünecek olursak gereksiz yere kendimi kandırmış olmaktan korkuyordum. Ayrıca bu denli kendime güvensiz oluşum beni deli etmiyor değildi.
"Her şeyi berbat ettiğim için üzgünüm." dedim.
"Ben böyle olduğu için mutluyum. Mecburiyetten zoraki sürdürdüğüm bir oyundu." Son basamağı da çıktık, odasına doğru yürümeye başladık.
"Peki şimdi ne olacak?"
"Muhtemelen Arthur, Olivia ile ayrıldığımızı öğrenecek ve onunla bağlantısını koparacaktır." Söylediği gibi kolay olacağını düşünmüyordum. Arthur tehlikeli bir adamdı.
"Arthur kolay kolay pes etmez. Sanırım Olivia da öyle." Kapıyı açmadan önce bana kısa bir bakış attı.
"Bende korkak biri değilim." Sıkıntılı bir şekilde nefes alıp verdi.
"Bunları sonra konuşalım mı?" Başımı aşağı yukarı salladım. Odasına girdiğimizde onun erkeksi kokusu beni karşılarken kalbim hızını oldukça arttırmıştı.
"Öncelikle duş almaya ne dersin?" Gözlerim irice açıldı. Aklımdan geçeni ima ettiğini düşünmüyordum ama yine de heyecanlanmıştım.
"Banyoda ihtiyacın olan her şey var, yine de yardım istersen seslenmen yeterli." Bana göz kırpması kalbimin fitilini ateşlerken derin içli bir nefes almamak için direndim.
"Ah çok naziksiniz Bay Brown."
"Canavar patron imajımdan kurtulmaya çalışıyorum."
"Bence çok iyi gidiyorsun."
"Daha yapacaklarımı görmedin." Tanrım benimle flört ediyordu. İçimdeki kız çocuğu el çırparak hoplayıp zıplamaya başladı.
"Görmek için sabırsızlanıyorum."
Gözlerimi ondan ayırıp banyoya girdim. Onun güçlü çekiminden uzaklaştığım için derin birkaç nefes aldım. Soyunup duşun altına girmeden önce dolaptan temiz bir bornoz aldım. Ilık suyun altına girdiğim de Kevın'a bana bu imkanı verdiği için minnet duyuyordum. İşim bittiğinde başka çamaşırım olmadığı için iç çamaşırımı tekrar giydim ve bornozuma sarınıp banyodan çıktım. O sırada Kevın elinde telefonu mesaj yazıyordu. Beni görünce telefonu gelişi güzel yatağın üzerine attı. Sanki büyülenmiş gibi bana bakması yanaklarımın al al olmasına neden olmuştu.
"Dolapta Olivia'nın birkaç kıyafeti olacaktı, eminim sana denk gelir." Kaşlarım çatıldı ve burnumdan soludum. O ise sırıtıyordu.
"Bence o kıyafetleri yeni sevgilin için sakla. Eminim onun benden daha çok ihtiyacı olacaktır." Benim aksime oldukça keyifli görünüyordu. Aramızdaki mesafeyi kapadı ve parmağını dudağıma bastırdı. Yüzünü yüzüme yanaştırarak konuştuğunda nefesimi tuttum.
![](https://img.wattpad.com/cover/124565322-288-k838584.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Julietta
Teen FictionÇıkmaz bir sokak gibiymiş demek ki AŞK insan bir kere gönül verdi mi geri dönüşü mümkün olmuyormuş.