16.

1.3K 114 104
                                    

Akşam yemeğindeki seslerden en çok duyulanı Timur'un şarkı mırıldanması ve arada kendini kaptırıp birkaç dans figürü yapıyordu. Yemekte olup olmamamız onun umurunda değildi, açıkçası benimde umurumda değildi ama Athan'ın umurundaydı. Timur hareket ettikçe toz kalkıyordu ve Athan, tozlu yemek yemek istemiyor olacak ki Timur'u uyarıp duruyordu.

"Ben de gidem pay-ı tahta, le le le, le le le, le le le hanım!" diye oynaya oynaya yerinden kalkmış ve elindeki çatalla şarkı söyleyip dans etmeye devam etmişti. Athan, iştahlı bir bakışla tabağındaki lazanyaya bakmış ve elinden şekeri alınmış bir çocuğun masumluğunu andıran bir ifadeyle arkasına yaslanmıştı.

"Rahatsız olmuyor musun Timur'un sesinden?" dedi Athan, bana bakarak.

"Oluyorum ama laf dinlemiyor," dedim. "Baksana bir, nasıl eğleniyor."

"Göğsüme vura vura çürüttüm sol yanımeeeey le le le le le le le le le hanım!" Athan'ın arkasına geçip omuzlarını tutarak dans etmeye devam etti.

"Arpan fazla mı geldi Timur?" dedi Athan, başını kaldırarak. "Dursana bir yerinde. Yemeklerimiz hep toz oldu."

Timur, Athan'ı ya duymuyordu ya da duymak istemiyordu. "Aslım Maraş dağlıyam! Le le le, le le le, le le le hanım!" çatalı bana uzatmıştı ama benden bir dönüş alamadığı için çatalı tekrar kendine yaklaştırıp figürleriyle beraber söylemeye devam etmişti.

"Başım şişti!" dedi Athan yerinden kalkıp Timur'un elindeki gerçek bir mikrofonmuş gibi elinden çatalı alarak. "Sus bir ya. Vallahi billahi şiştim ya. Yemeğim bok oldu."

"Daha kaç tabak yiyeceksin?" dedi Timur, Athan'ın ellerini tutup onu dans etmeye çalıştırarak.

"Elim kaşınıyor Timur."

"Of hiç eğlenmeyelim, hep somurtalım!" dedi Timur, tripli bir tavırla sandalyesine geri oturarak. "Al somurtuyorum." elleriyle dudaklarını aşağıya doğru çekti. "Oldu mu?"

"Sus," dedi Athan gözlerini kısarak. "Koray," kapının önündeki Koray, hızla masaya geldi. "Tatlıları getirebilir misin?"

"Ve kahve." dedim mırıltıyla.

"Siz kahve ister misiniz abi?" dedi Koray.

"Tiramisu mu vardı?" dedi Timur. "Ben isterim, orta şekerli bol köpüklü bir türk kahvesi..."

"Ne çok şey istiyorsun sen ya?" dedi Athan, gülerek. Timur, Athan'ın gülüşüne baktığında ikisinin de gözlerinde bir acı gördüm.

"Alp'e de orta şekerli." dedi Timur, ani bir moral düşüklüğüyle. "Kolay gelsin."

"Teşekkürler abi." dedi Koray, yanımızdan gitmeden evvel.

"Borcunu ödemek için gülmene çok sinir oluyorum." dedi Timur. Benim gördüğüm sinir değil, acıydı. Timur kavramları karıştırıyordu. "Hayatını sikiyorsun."

"Sus," dedi Athan üçüncü defa. Athan bana bir şey anlatmadan onun hakkında başka birinden bir şey duymamı istemiyordu. Aramızda buna benzer bir konuşma geçmişti. Ben anlatana kadar anlamak için hiçbir şeyi kurcalama demişti.

"Şarkı söylüyorum sus, konuşuyorum sus. Tanrı bana bu ağızı susmam için mi vermiş? Yo." hem kendini hem de Athan'ı neşelendirmek ister gibi bir hâli vardı. "Hanımey şarkısını seviyorum ben ya, tam coşmalık böyle." hâlâ oturduğu yerde hareketlenmeye çalışıyordu. "Ruhunuz çekilmiş sizin, cidden bak. Hele sen var ya," dedi beni göstererek. "Sen çok değişik bir şeysin."

"İltifat mı bu?" dedim.

"Laf sokmuştum," dedi kaşlarını çatarak. "İltifat olarak mı aldın?"

tilki, aslanın ininde.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin