yeni arkadaşlar

2.3K 82 9
                                    

Özgürlüğümün bu güzel günlerinde hayatı keşfetmenin dünyanın güzelliklerini görmenin tadını çıkarıyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Özgürlüğümün bu güzel günlerinde hayatı keşfetmenin dünyanın güzelliklerini görmenin tadını çıkarıyordum. Yeni arkadaşlarım olmuş ve hatta onlarla oyun bile oynamıştım. Benden esirgenen şu ufacık hayatı doyasıya yaşadığım bir gün oluyordu benim için. Her şeyimle mutlu olduğum bir gün.

"Iyi işti perla." Jisung'un saçlarımı dağıtmasıyla gülüp omzuna vurmustum. Jisungta koreliydi. Jisung, joseph, Ross, Rosemay, Beatrice... yeni arkadaşlarım.
Joseph, Ross, Rosemay Irlandadan gelmislerdi. Ross Rosemayin abisi joseph ise kuzenleriydi. Beatrice ise fransadan gelmisti. Dün gece en yakın arkadaşlarının düğünü olduğunu bu yüzden oralardan kalkıp ispanyaya geldiklerini söylemişlerdi . 5 kisi olduklari icin bir kisiye daha ihtiyaçları vardı voleybol oynamak için..

"Ilk defa oynadım dedin ama kurtardığın sayılar sayesinde Joseph bay çok bilmiş ve onun biricik kuzeni Bay çok bilmis iki Ross bey bize simdi harika bir yemek ısmarlayacaklar perla" Beatrice gülerek tek kolunu omzuma atmış ve konusmaya devam etmişti. "Gercekten hic mi voleybol oynamadın? Bizim lisede zorla oynatırlardı. Hic sevmezdim" gulumsedim. Onlara hicbir seyden bahsetmemistim. Bahsedemezdim. Omuz silkip bir kez daha oynamadığımı dile getirdiğimde jisung bileğimden tutup kendine yaklaştırmıştı. "Yeni arkadaşımızı sorguya çekmekten vazgeç trice" "önemli değil" "olsun trice hep boyledir cok kafa şişirir hadi gel bizimle otur" jisung bilegimden çekiştirip az ilerde yere serdikleri küçük örtünün yanına getirmisti. Oturduğunda bende yanına oturdum. Digerleri de çok geçmeden hemen pesimizden hemen gelmişlerdi.

"Ee perla anlatsana biraz kendini. Bizi dinledin" demisti meraklı gözlerle joseph arkaya dogru balıksırtı ördüğü saçlarını düzelterek. Gercekten oldukca yakışıklı gözüküyordu. Bir irlandalıya ne kadar benzenmezse bir insan o da o kadar benzemiyordu. Koyu buğday teni ve koyu kumral saçları vardı. 21 yaşında grubun en küçüğü oydu. Ross ve Rosemay ise tam bir irlandalı gibiydiler. Rosemayin kızıl saçları güneşin parlayan ışıklarında o kadar guzel gözüküyordu ki gözlerimi ondan almam uzun sürüyordu. Bembeyaz tenine ise çilleri çok yakışıyordu. Ross zaten Rosemayin aynı ama erkek versiyonuydu.
"Siz nasıl oluyorda birbirinize bu kadar benzemezken kuzen oluyorsunuz? Sen de irlandalı degil misin?" Merakıma yenik düşüp saçma bir soruyu ortaya atmıştım. "Biz teyze cocuklarıyız benim babam kuzey afrika kabilelerinden. Ve hatta kabile şefi" kendisini över tarzda duruşu dikleştiğinde konusmaya devam etti. "Aynı senin gibi. Sende bir ispanyol olduğunu söylüyorsun ama bir ispanyola hic benzemiyorsun." Dogru söylüyordu. Sacma bir soru sorduğumu biliyordum. "Hazır konusu açılmışken sen nasıl böylesin?" Dedi joseph "Babam koreli. Annem ispanyol. Ama hiç koreye gitmedim. Hayatım ispanyada geçti" "nasıl olur? Koreye hiç gelmedin mi?" Jisungun ilgisini çekmişti. Ona daha neler yapmadığımı soylesem koreye gelmemem o kadar da absürt kalmayacağını anlayacaktı. Gülümsedim. "Maalesef. Babamın işleri hep çok yoğundu bu yuzden koreye gitme fırsatı bulamadım" jisung yarı şaşırmış yarı üzülmüş ifadesiyle gozlerimin içine baktı. "En kısa sürede korede seni misafir etmem lazım perla. Orası çok guzel" jisungla konusmaya devam ederken Ross ve joseph bir seyler almaya gitmiş Rosemay ve Beatrice denize girmislerdi. Jisung ise hiç susmadan koreyi anlatıyordu. Ben ise onu dinlemek yerine incelemeyi tercih ediyordum.

Ispanya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin