ILKLER

3.6K 77 14
                                    

Lukasın verdiği sakinleştirici gece mışıl mışıl uyumama yardımcı olmuştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Lukasın verdiği sakinleştirici gece mışıl mışıl uyumama yardımcı olmuştu. Sanki yıllardır gözüme uyku girmiyormuş gibiydi. Öyle huzurlu o kadar  rahat. Özgür bir kuş gibi sanki bulutların uzerinde süzülmüştüm tüm gece.

Gözlerimi güneşin yüzüme vurduğu sıcak ışıklarıyla araladım. Yine ve yine ilk defa böyle bir sabaha uyanıyordum.

Güneş en sarı halini beyaz tenimde gezdiriyor sıcaklığıyla her bir noktayı istila ediyordu. Tenime değen güneşe gülümsedim. Yıllar sonra beni böyle güzel karşıladığı için ona teşekkürlerimi sundum. Beni karanlıktan kurtarmış en parlak haliyle bu sabah beni selamlıyordu.

Bir süre daha tenimdeki ışıltısından gözlerimi alamamış keyifle gerinmiştim. Karnımda oluşan sızıyla gözlerimi sımsıkı kapatıp elimi üstüne koydum.

Aslında hayat tam anlamıyla buydu işte. Aynı bir film seti gibi. Tam mutlu oldum derken yönetmenden bir ses geliyordu 'Kestik'. Çok öncelerden duyduğum bu söz aklımın bir köşesinden çıkıp gelmişti bugün.  Tam mutlu olmuşken karnıma saplanan sızıydı buna sebep olan.

Daha iki gün önceye kadar karanlık penceresi olmayan odamda her sabah karanlığa gözlerimi açardım. Şimdi ise güneşin o tenimi yakan sıcaklığıyla uyanmıştım.

Yönetmen her ne kadar kestik dese de ben o filmi devam ettirecektim. 

"Uyanmışsın"

sesin geldiği yere baktığımda mutfakta bir şeyler hazırlayan dünkü adamı gördüm.

Güneş onu da selamlıyordu bu sabah.

Büyük cam pencerelerden giren güneş ışıkları evin her köşesindeydi. Ama o böyle sabahlara o kadar alışık olmalıydı ki güneşin ona verdiklerinin farkında bile değildi.

Bir telaşla sadece işine odaklanmış bütün güzelliği kaçırıyordu.

Hayatın koşuşturmacası bir zorunluluğu vardı, bunu hiç tatmasamda biliyordum. Onunda tek yaptığı bu düzene ayak uydurmaktı. Tüm gün yapmak zorunda olduklarını yapacak yetiştiremediği şeyler için strese girecekti. Tüm bu telaş içinde de yeni bir güne uyanıp yeni bir günün ona sunduğu hediyeleri göremeyecek kadar kör olacaktı.

Elbisemin yukarı çıkmış eteğini aşağı indirip üzerimdeki örtüyü kenara çektim. Ona doğru dönüp

"Günaydın"

demiştim. Cevap vermedi. Elindeki işe çok odaklanmış görünüyordu.

"Ne yapıyorsun?"

Adımlarımı ona doğru yönelttim. Yaklaştıkça mis gibi kokular geliyordu.

"Bu harika görünüyor"

beni dinlemediğini biliyordum. Dinliyor ya da  cevap vermeyi istemiyordu.

Ispanya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin