ÖZGÜRLÜK

3.5K 84 17
                                    

Yükek duvarlarla çevrili küçük lambalarla aydınlanan lüks villalardan gözlerimi alamıyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yükek duvarlarla çevrili küçük lambalarla aydınlanan lüks villalardan gözlerimi alamıyordum. Kaç saat gitmiştik nereye gelmiştik bilmiyorum ama gözlerimi araladığımda beni karşılayan manzaraya büyülenmiştim.

Harika yerlerdi hayatımda hayal dahi edemediğim kadar güzel yerler.

Önlerinden tek tek geçerken her biri kendine hayran bırakıyordu. Kimisinin bahçesinde kocaman aydınlatıcıyla parlayan tenis kortu ya da basket sahası vardı. Dergilerde gördüğümden daha büyük duruyordu.

Kimisinin ise arka bahçemizde duran ama sadece bella ve sosyetik arkadaşlarının yazları girdiği havuzdan da büyük havuzları vardı. Mavi sular mavi ışıklarla kaplıydı. Bahar esintisinde suların sesi muzik gibi kulağıma işliyordu.

Bakışlarımı villalardan ayırıp yanımda duran adını ve kim olduğunu bilmediğim bana yardım eden adama iliştirdim.

Üstünde tişörtü yoktu. Kaslı bedeni araba ilerledikçe villaların ışıkları altında bir parlayıp bir karanlığa bürünüyordu. Üzerindeki tişörtün nerde olduğunu sonradan fark etmiştim. Kanamam onun sayesinde durmuş olmalıydı.

"Kendine gelmişsin"

kafamı sallayıp teşekkür ettim.

"Ne için?"

"Tişörtün yarama bağlamışsın. Senin sayende kendime gelebildim"

"önemi yok"

araba durmuştu.

"Geldik mi?"

5 yaşında annene götüreceğim diye kandırılmış nereye götürüldüğünü bilmeyen ama keyfi yerinde olan korkusuz bir kızdım.

Kiminle nereye gelmiştim, evden ne kadar uzaktaydım bilmiyorum ama içimde ne korku vardı ne de endişe.

Bilmiyorum başıma bir şey gelse de artık kendi kendime açtığım beladan gelmiş olacaktı.

Babamdan ya da bellanın sattığı adamdan değil. Kendi belamı kendim bulmuş olacaktım. Yıllar sonra kendime ait bir şeyim olacaktı en azından.

Kafamdaki tum bu saçma konuşmaya yanımdakinin konuşmasıyla noktayı koyup ona döndüm

"hı?"

"İnmeyecek misin?"

"Ah tabi. Pardon"

hayatımda ilk defa arabaya bindim desem abartı olur muydu? Tamam iki gündür biniyordum ama ya tesadüfen kapıyı açmıştım ha da birileri benim için açmıştı. Araba nasıl açılır bilmiyordum.

Kapının kolundaki düğmeye bastığımda pencere ufak bir gürültüyle aniden açıldı. Irkilip geriye kaçtığımda yanımdakinin anlamsız bakışları üzerimde geziniyordu.

"Önce emniyet kemerini çıkar"

doğru emniyet kemeri. Kemeri kırmızı yerden çıkarmak için yavaşça çektiğimde gelmemişti daha hızlı çektiğimde yine gelmemişti.

Ispanya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin