ŞÜPHE

399 18 22
                                    

Keyifli okumalar ❤

"Işte bu bina. Bu resmi tam buraya çizeceğim. Bu resimi çizerken düşündüğüm tek bir kişi vardı aslında. Bana bu resimde ilham periliğimi yapan peri kadar güzel bir kız."

"Gerçekten mi? Kim?"

"Belki bir gün öğrenirsin. Ama şu an küçük bir sır sadece"

Gülümseyip elindeki resme baktım. Sapsarı upuzun saçları olan gözleri kapalı gülümseyen bir kız silüeti elinde kocaman bir dünyayı tutuyordu. Dünyanın her bir ülkesinde bir sürü çoçuk kıtaları doldurmuştu ve kızın saçlarında beş on tane minik serçe.

Oldukça harika gözüken bu resme hayran kaldım.

Kreş binası için biraz olgun kaçsa da bana göre dünyanın içindeki bir sürü çocuk olması tamamlıyordu.

"Ilk olarak ne yapacağız?"

"Ilk olarak dünyayı çizmeye başlayacağız bugün."

"Ben beceremem ki. Mahvederim güzelim resmi"

"Hiç sorun değil. Maksat birlikte eğlenmek. Keyfine bak"

Aklım tamamen Marcodayken keyfime bakamıyordum ki. Onu tekrar aramak için Maxe haber verip biraz uzaklaştım.

Max ise ustalarla konuşuyor malzemeleri ayarlıyordu.

"Hadi ama aç artık şu telefonunu"

Telefon birkaç kere çalıyor ama açan olmuyordu. Çok mu önemli işleri vardı acaba?

Telefonumu cebime koyup Maxin yanına gittim.

"Ben geldim"

"Hoşgeldin. Şimdi sana bu önlüğü takalım ve çizmeye başlayalım. Ne dersin?"

"Olur tabiki"

Biraz da olsa resim yeteneğim vardı. Ama max kadar değildi o yüzden biraz tedirgindim.

Max mavi önlüğü başımdan geçirip arkama geçti.

"Kaldır kollarını"

Kollarımı hafifçe kaldırdığımda iplerini arkamdan bağlayıp yanıma geldi.

"Bu fırçaları ve bu boyaları kullanabilirsin. Ben dün gelip buraya ana hatları çizdim zaten ve burda gördüğün karenin içinde ne varsa duvarda gördüğün o karenin içine çizebilirsin. Anlaştık mı?"

"Anlaştık"

Masada duran fırçayı alıp beyaz boyaya batırdım. Önce kızın saçlarındaki minik serçelerden başlamak istiyordum.

Kaç dakika geçmişti bilmiyorum ama bir tane serçeyi yapana kadar yorulmuştum.

"Nasıl olmuş?"

"Bence harika olmuş ellerine sağlık"

Ben bir tane serçe yapana kadar Max 5 tane serçeyi bitirmişti bile.

"O zaman biraz mola. Geliyorum hemen"

Fırçaları bırakıp biraz uzaklaştım. Saat 2ye geliyordu ve Marcoya ulaşmam lazımdı artık.

Telefonun açılmasıyla heyecanlanıp tam konuşacakken karşı taraftan gelen sesle duraksadım.

"Efendim?"

"Marco?"

"Evet Marconun telefonu siz kimsiniz? Ekranda sadece P yazıyor ama?"

"Marco nerde? Sen kimsin onun telefonuna cevap veriyorsun?"

Kan beynime sıçrarken gözüm karardığında okulun bahçe duvarındaki demirlere tutundum.

Ispanya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin