Kaçıyordum...
Tüm benliğimden kendimden...
Babamın beni sattığı adamlardan. Yaşayamadığım yıllardan kaçıyordum bu gece.İspanya sokaklarının eğlenceli ışıkları göz yaşlarım arasında parlarken ayağıma batan taşlara aldırmadan kaçıyordum. İspanyanın dar sokaklarında nereye gittigimi bilmeden arkamdaki adamlardan kaçıyordum.
Durup birkaç saniye soluklanmak için kendime zaman tanıdım. Ciğerlerime bir şey batıyordu adeta.
Her şeye rağmen 22 yıllık tutsak hayatımda belki de ilk kez bu kadar mutlu ve özgür hissediyordum. Hissettiğim bütün acılara, yağmurun tenimi delip geçen ıslaklığına, esen rüzgarın içimi titreten ayazına karşı hiç olmadığım kadar huzurluydum bu gece.
Hayatım boyunca elimden alınanlar, yaşayamadığım, tatmadığım bu duyguları yaşayabilecek olmamamın verdiği heyecanla bir kez daha gülümsedim. Acı gülümseme yüzüme yayılırken benden çaldıkları ne varsa hepsini onlara ödetecek onların yok oluşunu izleyecektim.
Arkamdaki adım sesleri gittikçe yaklaşırken son kez arkama bakıp bir sokağa girdim. Hayatım kadar karanlık kapkaranlık daracık sokağa.
Cılız titreyen sokak lambası yolu aydınlatmaya çalışıyordu. Benim gibi yorgun son demlerini yaşıyordu sanki.
Bu dar sokak bana aydınlığı mı yoksa karanlığın en koyu tonunu mu gösterecekti bunu en kısa zamanda iliklerime kadar hissedeceğimi biliyordum. Yine de korkusuzca adımımı atmış arkama bile bakmadan koşuyordum.
Biliyordum bu sadece bir başlangıçtı ama 22 yılımı bu anı yaşamak için beklemiş özgür olacağım günün hayaliyle yaşamıştım. Bazen sabredecek gücüm kalmadığında ölmeyi denediğim o gecelerde aklımın bir köşesinde tuttuğum bu hayalle hayatta kalmıştım ben.
Özgürlüğüme koşarken önüme çıkacak engellere aldırmadan başımı dik tutup girdiğim bu sokakta başıma geleceklerden habersiz her şeyin iyi olmasını diledim.
İşte bu benim hayat hikayem. Karanlığın pis sularında aydınlığa ulaşmaya çalışan küçük kız çocuğunun hikayesi. İşte o hikaye tam burda başlamıştı. O ara sokakta. Terk edilmiş kaldırım taşlı ara sokak. Dayanma gücü olmayan bacaklarıma inat yokuşlu o ara sokak...
Ben kim miyim? Ben KIM PERLA. İspanyanın en ücra köşesinde bir gecekonduda bu iğrenç dünyaya gözlerini açmış yıllar boyu tutsak şekilde yaşamış perla.
Dünyaya gelirken yanımda sadece annem vardı. Beni bu Dünyaya getirmekle bana en büyük cezayı vermiş onu hiç affedemediğim annem.
4 5 yıl kadar aynı odanın içinde yaşamıştık. Ta ki beni öylece bırakıp gidene kadar.
Her zorluğa rağmen yanımda olmasını bana sahip çıkmasını istemiştim zamanında. Nedenini sürekli sorgulamıştım, neden bir anne evladını bırakıp giderdi? Çok mu büyük bir sebebi vardı? Hep sordum kendime... ben ona ne yapmıştım?
O zamanların ünlü silah kaçakçısı, Kore İspanya elçisi adamın metresi bir gece ansızın çekip gitmişti. Günlerce annemin gelmesini beklemiş ağlamaktan sesim kısılmıştı. Küçük bir kızdım tüm bunlar olurken. Daha babasızlığın ne demek olduğunu bile bilmeden annesiz kalmıştım o gece.
Hafızamda silik hatıralar dışında hiçbir şeyi hatırlamıyordum.Belki de zihnim olanları unutmak istemişti.
Günler sonra milyonlar eden takım elbisesi ve gıcır gıcır parlayan ayakkabılarıyla kapıdan giren adam bulmuştu beni. Daha önce hiç görmediğim bu adamın beni küçük bir battaniyeye sarıp sarmaladığını hatırlıyordum.
Korkmuştum hala annemi bekliyor onun adını sayıklıyordum. Çaresizdim. O yaşta tattığım en acı duyguydu çaresizlik...
Gazete kaplı pencerelerden sızan cılız ışık adamın kumral saçları arasından yüzüne dökülüyordu. Gülümsediğini hatırlıyordum. Sanki gülümsüyordu...
Kucaklamıs bir arabaya bindirmişti. Her zaman gördüğüm küçük evlerin aksine devasa evlerden birinin önünde durduğumuzda adam kapıyı açmış ve kucağında sessizce duran küçük kız çocuğuyla o devasa büyük evin kapısının önünde durmuştu.
Korkum git gide artarken bilmediğim bu yabancı yerde gözlerim hala annemi ararıyor kimseye bir şey diyemiyordum.
O gün gecekonduda bir başıma ölmeyi dilemiştim. Bu eve geleceğime açlıktan oracıkta küçük bedenimin can vermesini istemiştim.
Bilemezdim bu evin benden 22 yılımı söküp alacağını. Bilemezdim tutsak bir hayat yaşayıp özgürlüğe bu kadar aç kalacağımı. Bilseydim asla gelmezdim.
Kabus gibi geçen 18 yılın sonunda o devasa evden kaçmış özgürlüğüme koşuyordum. Geçmişimden kaçabilecek miydim? Tutsak hayatıma son verebilecek miydim?
Bu uzun yolculukta benimle olmanız benim için cok büyük bir gurur kaynağı olacak...
Bu uzun yolculuğa başladığınız tarihi yorumlarda belirtin...
Ve ilerleyen zaman hakkında tüm düşüncelerinizi dile getirin....
..IYI OKUMALAR..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ispanya
Fiksi RemajaÖzgürlüğe kavuşmak için 23 yıldır tutsak tutulduğu hayattan kaçarken doluya tutulan bir kızın hikayesi. Özgür olmak, normal bir hayat yaşamak için her şeyden, herkesten kaçarken peşini bırakmayan olaylar onun özgür kalmasına engel olup olamayacağın...