PERLA

1.3K 40 42
                                    

Perlanın anlatımı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Perlanın anlatımı

"Doğruluk"

Gözlerinin içine baktım. Ne hissettiğimi anlamasını istiyordum. Ne kadar mutsuz olduğumu ne kadar acı çektiğimi görmesini istiyordum.

Alinaya Verdiği cevapla aslında beni hiçbir zaman anlamayacağını anlamıştım. Beni hiç sevmemiş bana hiç değer vermemişti. Bu akşam yalandan da olsa anlamıştım.

"En büyük korkun ne?"

Hala gözlerimi marcodan alamazken gözlerim dolmaya başlamıştı. Diyemezdim ki en büyük korkum seni kaybetmek. Onu kaybetmek demek özgürlüğümü kaybetmek demekti. O vermişti bana özgürlüğümü. O tutuyordu elinde. O olmasa adamlar beni alacak yanlarında özgürlüğümü de ateşe atacak kül edeceklerdi.

Bu yüzden diyemezdim bu gece benim en büyük korkum seni kaybetmek diye.

Masada duran boğazımı yakan bardağı alıp içtim. Beynim gittikce sarhoş oluyorsun sinyallerini verirken hissizleşmek acı çeken bedenime en büyük hediyeydi. Bu gece sonuna kadar içecektim

Burnumu çekip şişeyi almış masanın ortasında çevirmiştim. Şisenin ucu yavaş yavaş dönüp bizi bulduğunda gözlerimi kapattım.

Derin bir nefes almış gozlerimi koyulaşmış ela gozlere dikmiştim. Bu oyundan rahatsız olduğuna ama biricik alinasına her zamanki gibi ses cıkaramadıgına adım kadar emindim. Ben istesem 1 saniye katlanmazdı şu duruma. Ama ben kimim ki onun icin misafir parçasından başka birisi değil.

Biliyordum. Hepsi bir oyundu her şey yalandı. Bunu anlayamayacak kadar aptal değildim ama oynun içindeki doğrular canımı acıtıyordu. Şimdi ögrenecektim. Yalan olmadan gerçekleri.

"Dogruluk deme hakkın kalmadı"

"Sor"

"Telefonundan 2. Acil aramaya bas ve karşında çıkan kişiye olan hislerini söyle"

Onun için 1. Sırada olacak kadar değerli olmadığımı bildiğim icin 2. Demistim. Eğer aradığı kisi ben çıkmazsam o zaman kabul edecektim her şeyi. Ama adım kadar emindim birinci sırada ben yoktum. 

Dediğimi yapmak yerine masada duran bardağı almak için uzandığında alina araya girmişti.

"Hadi ama! Biri korkusunu söylemez içer biri öpüşmez içer sen niye içiyorsun. O zaman biz oyun oynamayalım direkt alkole verelim kendimizi. "

Elinden zorla telefonu alıp ikiye bastığında masada duran telefonum çalmaya başlamıştı.

Yüzümde buruk bir gülümseme olurken gözyaslarımın akmaması için yanaklarımın içlerini ısırıyordum.

Telefon birkaç kez çalmış daha sonra telefonu açıp kulağıma götürmüştüm.

Gözlerim marcodan ayrılmazken konuştum

Ispanya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin