*Ingilizce konuşulan yerleri "bu şekilde " yazacağım.*
"Şurasından tut"
"Tutuyorum zaten görmüyor musun?!"
Bu adam beni delirtecekti yakında.
"Tamam bırak ben hallederim. Hadi sen git."
"Perla bırak ikimiz halledelim işte"
"Ayak altında dolanmaktan başka bir şey yapmıyorsun. Git söylediğim şeyleri al bari"
Elindeki minderleri bırakıp kapıya ilerledi.
"Bir şey olursa ara beni"
"Telefonum yok arayamam. Fazla gecikmeden gel"
"2 kutu mu almam gerekiyor"
"Evet hadi"
Ona acele etmesi için işaret ederken yere bıraktığı minderi aldım. Minderin kılıfını geçirmeyi bile becerememişti. Bir de bana kızıyordu.
"Gittim ben"
"Dikkatli git"
Öpücük atıp kapıyı kapattı.
Minderlerimizin gri örtülerini takıp fermuarlarını kapattıktan sonra yukarıya çıktım. Marcoyu markete temizlik malzemeleri ve boya almaya göndermiştim. Evin duvarlarının bazı yerlerinde boyalar çıkmış ya da karalandığı için çirkin bir görüntüsü vardı.
Çamaşır makinasından yıkanmış çarşafları kucaklayıp bahçeye çıktım.
Asmak için bir yer arıyordum. Bahçedeki eskimiş asılı bir ip bulduğumda hızla yanına gittim.
"Seni bulduğum için oldukça şanslı olmalıyım"
Lacivert çarsafı ve yastık kılıflarını güzelce ipe astıktan sonra uçmamalari için başında dua edip evin kapısına yöneldiğimde yan bahçeden ses gelmişti.
"Hey! Merhaba"
Gözlerimi sımsıkı kapatıp derin bir nefes aldım ve onlara döndüm.
"Merhaba"
Bildiğim ingilizce burda sona ererken içeri girmek için adım attığımda ısrarla bana seslenmeye devam etmişti
"Buraya yeni taşınan kişi sen olmalısın. Tek mi kalıyorsun?"
Sarışın uzun boylu çocuğa bakıp gülümsedim. Onu anlamıyordum.
"Bende İngilizce yok ki"
İspanyolca söylediğim şeyle yanındaki çocuk heyecanlanıp bahçede arkada oturan kumral çocuğa seslendi. Bahçe duvarlarımız birleşik olduğu için onların bahçesini rahatlıkla görebiliyordum kapının eşiğine çıktığımda. Diğer türlü duvar görmeme engel olacak kadar uzundu.
"Ya Max buraya gel ispanyol kız burda"
Kumral çocuk oralı olmazken siyah düz ve harika kesimi olan çocuk bana dönüp gülümseyerek konuştu. Bir parmağıyla beni gösteriyor Diğer yandan dans ediyordu.
"Shakira shakira"
Bildiği tek ispanyolcanın bu olduguna emindim. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Dans edip shakira demeyı bıraktığında ciddi olmaya çalışıp
"Mark"
"Jonathan"
"Max"
Önce kendisini sonra yanındaki çocuğu en son da bahçede oturan kumral çocuğu gösterip gülümsemeye devam ettiğinde gülümseyip
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ispanya
Novela JuvenilÖzgürlüğe kavuşmak için 23 yıldır tutsak tutulduğu hayattan kaçarken doluya tutulan bir kızın hikayesi. Özgür olmak, normal bir hayat yaşamak için her şeyden, herkesten kaçarken peşini bırakmayan olaylar onun özgür kalmasına engel olup olamayacağın...