Tatil

439 12 3
                                    

Sabah uyandığımda Marco yanımda değildi. Gözlerimi kırpıştırıp ışığın gözlerime dokunuşuna alışmaya çalışıyordum.

Bugun hava oldukça kapalıydı.

Sabah sabah nereye gitmişti yine bu adam.

Yataktan kalkıp önce banyoya girdim.

Dün o kadar yorgun eve gelmiştim ki öylece yatmıştım yatağa. Saniyeler içinde de uyuyakalmıştım zaten.

Uzerimdekilerden kurtulup sıcak bir duş aldım.

Tek düşündüğüm şey Marconun kahvaltıyı hazırlamış olmasıydı. Bunu diliyordum.

Duştan çıkıp yüzüme biraz bakım yaptıktan sonra sonunda yüzümdeki dünden kalma o şişlikten kurtulabilmiştim.

Dudaklarımı da nemlendirip bornozuma sarınmış aşağıya inmiştim.

Ortada ne kahvaltı ne de Marco vardı.

Terliklerimin sesi boş evde yankılanirken tekrar yukarı çıktım.

Telefonumun şarji bitmişti. Onu sarja takıp bir şeyler giymek için dolabın karşısına geçtim.

Hala sabahın köründe uyandığım için kendime kızıyordum. Ne vardı sanki öğlene kadar uyusaydım.

Siyah taytımın üzerine siyah bir sweat giyip mavi çoraplarımı çektim.

Saçlarımı kurutup iki yandan ördüğümde güzel olmuştu.

Bugün güne güzel başlamak istiyordum. Dün akşam o kadar güzel bir gece geçirmiştim ki 'o kadının çıkıp gelmesi dışında' bu sabahı da öyle devam ettirmek istiyordum.

Bileğimdeki bilekliğe bakıp birkez daha gülümsedim.

Makyaj masasına oturup yüzüme biraz renk katmak için makyaj çantamı kurcaladım.

Hep marcodan değişmesini beklerken ben hiçbir zaman değişmek için adım atmamıştım.

Belki de benim de değişmem gerekiyordu.

Kendi ayaklarım üzerinde durmayı, dik başlı olmayı çok denemiştim. Hicbir zaman başarılı olamayıp yine ağlayan perla, birine muhtaç perla, her zaman affedici perla rolune bürünmüştüm.

Hep canı yanan ama susan kişi ben olmuştum.

Belki de bu yüzden herkes her zaman beni hic düşünmeden hareket edip benim canımı kolayca yakabiliyordu.

Pembe parlatıcımı da sürüp aynada kendime baktım. Gayette güzel olmuştu.

"Yani Perla. Artık toparlanmanın vakti geldi. Sen her şeyle başa çıkabilirsin. Sen güçlü bir kızsın"

Kendi kendime son motivasyon konuşmasını da yapıp masadan kalktığımda içimde bir yerlerde duran küçük perla bu dediklerime asla inanmıyordu.

En ufak bir rüzgarda yine sallanıp devrileceğimi söylüyordu.

Bunun olmaması için çok çalışacaktım.

Telefonumu sarjdan çıkarıp Marcoyu aradım.

Açmıyordu.

"Sakin ol perla. Işe gitmiştir bir işi çıkmıştır. Sadece sakin ol ve aramaya devam et"

Bu kadar pozitif olmak beni şimdiden yormuştu.

Marcoyu defalarca arasam da açmamıştı.

"Polo, Marco nerde?" 

"Günaydın sana da perla"

Sesi uykulu geldiğine göre polonunda hiçbir şeyden haberi yoktu.

"Günaydın polo, marco nerde?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 25, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ispanya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin