O Kadın

254 15 26
                                    


"Bu akşam aradı beni"

"Kim?"

"Bilmiyorum. Bir kadın sesi. 11 de bekliyorum dedi."

"Kadın olduğuna emin misin?"

Kafamı salladığımda joshuanın bütün kasları gerilmiş huzursuzca yerinde kıpırdanmıştı.

"Bildiğin bir şey varsa lütfen söyle Joshua. Bunu senden duymaya ihtiyacım var"

Elini omzuma koyup daha da yaklaştı.

"Ortada bir şey varsa perla. Bunu Marcodan duymaya ihtiyacın var benden değil"

İşaret parmağı yavaşca yanağımı okşayıp gözlerimin içine baktı.

Başımı omzuna koyduğumda koluyla bedenimi sarıp diğer omzuma elini koydu.

Erkeksi yoğun kokusu burnuma dolarken gözlerimi kapattım.

"Içim bunalıyor. Marcoyu affedememekten korkuyorum. Onu bunca zaman her ne olursa olsun her şeyi dakikasında unutup onu affettim. Ben hayatım boyunca bir erkek tarafından saygı ve sevgi görmedim ki joshua. Pedro vardı sadece. Ama babam ya da eşim değildi bana değer veren."

Yutkundum. Boğazımdaki yumruyu göndermeye çalışırcasına sertçe yutkundum.

"Hayatım boyunca erkekler tarafından hep itildim. Hep kötülük gördüm. Ben ayakta durmak istediğimde benim ayaklarımı kırdılar. Ben bir kadın nasıl ayakta durur bilmiyorum ki bana herkes Marcoyu bırak ne kadar aciz ve eziksin diyip benim ayakta durmamı söylüyorlar"

Dudaklarımdan hıçkırıklar kaçarken joshua ona daha da yaslanmamı sağladı. Onun rahat kollarıbarasında hıçkırıklarımın arasında konuşuyordum.

"Ben nasıl ayakta duracağımı bilmiyorum ki joshua. Bu hayatta bana ilgi ve değer gosteren ilk adamın kollarına bıraktım kendimi. Bana kötülük yapsa da bana günün sonunda değer gösterip beni sevdiğini söyleyen adama bağlandım ve ne olursa olsun ondan kopamıyorum. Diyorum ya ben erkekler tarafından zaten hep kötülük gördüm, ben buna alışkınım. Belki de bu yüzden marconun bir küçük güzel sözü her şeyi bu kadar kolay unutmamı sağlıyor. Kimse beni anlamıyor joshua. Herkes beni yargılıyor."

"Perla. Sakin ol güzelim. Hadi kalk biraz nefes alalım"

Joshua beni durdurduğunda farketmiştim nefessiz kaldığımı.

Pencerenin kenarına gelip pencereyi açmış buz gibi havanin içimi titretmesine izin vermiştim.

Elinin tersiyle usulca göz yaşlarımı silip iki elini de omuzlarıma koydu.

"Sen aciz ve ezik değilsin perla. Sen gördüğüm en güçlü kızsın. Sadece sana değer verdiğini düşündüğün adamın sana değerden çok zarar verdiğini göremiyorsun. Bir gün bunu gördüğünde sana gerçekten değer veren bir adam hayatına girecek ve işte o zaman gerçek mutluğun tadına varacaksın"

"Ben hayatıma başka adam girsin istemiyorum. Ben gerçek mutluluğu
Marcoyla tatmak istiyorum"

Derin bir iç çekip pencereyi kapattı.

"Hava soğuk üşüteceksin"

Koltuğa geri dönüp telefonumu elime aldım.

Saat 9a geliyordu.

"2 saat kalmış"

"Yemek yedin mi?

"Sabah kahvaltı yapmıştım. Sen?"

"Bu saate kadar aç mı duruyorsun perla?"

Omuz silkip mutfağa ilerledim.

"Bebeğini hiç düşünmüyor musun?"

Ispanya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin