"Prenses... uyuyormuş demek. Ne yapalım bu güzelliği uyandırmak zorundayız. Ayrıca kapı icin teşekkür ederim. Işimi oldukça kolaylaştırdın"Bedenim kaskatı kesilirken gözlerimi sımsıkı yumdum. Içimden yaklaşmaması için dua etsem de adımları iyice yaklaşmış koltukta yanıma oturmuştu. Sırtım hala ona dönük yatıyordum. Elindeki silahın soğukluğunu tenimde hissettiğimde kıpırdayamamış gözlerimden akan yaşlara dur diyememiştim.
Silah ilk önce yüzümü örten saçlarımı geriye çekmiş daha sonra varlığını belli edercesine kafamda yerini almıştı.
"Ters bir hareketinde acımam prenses. Sana acaba prenses yerine şey mi desem.... inci tanesi"
Korku bedenimi esir alırken çığlık atmamak ses çıkarmamak için alt dudağımı dişlerim arasına alıp sıkmıstım. Kan ağzıma dolarken konuşmaya devam etti.
"Perla sana acıyorum. Neden biliyor musun? Çünkü sen satılmış bir or*spusun. Kime satıldığını çok iyi biliyorsun."
Sigara kokan nefesi tenimi yalayıp geçerken iğrenç konuşması midemi bulandırıyordu. Yavaş ve kelimeleri üstüne bastırdığı bir konuşma..
"O yüzden o marcoya söyle dost bildiği kişileri bir kez daha düşünsün. Bu arada hazır yeri gelmişken söyliyim o akşam yemeğine gelmene gerek kalmadı. Bütün planı büyük abi öğrendi. Ve senin nerde kimin yanında olduğunu da. Ama korkma bu sefer sana zarar vermeye gelmedim. Bu marcoya bir ikaz sadece. Anlıyorsun değil mi?"
Elini tişortümün içine sokup buz gibi ellerini tenimde gezdirmisti. Tüylerim diken diken oluyor karnımı içime çekmeden edemiyordum. Elleri göğüslerimi bulduğunda kolunu sertçe kavrayıp tırnaklarımı gecirmistim.
Elini geri çekip sırıtarak cebinden çıkardığı çakıyı açıp önce yalamış daha sonra koluma bastırmıştı. Dudaklarım arasından küçük iniltiler dökülse de dudaklarım parçalanırcasına dişlerimi geçiriyordum. Kıpırdayamıyor korkudan vücudumun tir tir titremesine engel olamıyordum.
Sıcacık kan kolumdan akıp giderken konuşmaya devam etti.
"Bu da sana yapacaklarımın ön gösteriminin ufak bir parçası. Bu güzel vücudu once güzel bir becerip daha sonra her bir parçasını köpek gibi marcoya aratacağım"
Kendi kendine gülüp yanaklarımı tek eli arasına alıp sıkıştırdığında zorla yüzüne bakmam için tehtid ediyordu.
"Bana bak perla. Bana bak benim inci tanem. Bu yüzü asla unutma tamam mı! Çünkü bu yüz senin ve marconun eceli olacak!"
Dudaklarıma doğru eğildiğinde kafamı geriye çekip ondan iğrenircesine baktığımda başımdaki silahı birkaç kez sert olmayan bir sekilde vurup alay edercesine devam etmisti konuşmasına
"Hadi ama. Bunu unutuyorsun. Tek bir hamleme bakar perla. Sakın bana karşı çıkma"
Eğilip dudağımdaki kanları yaladıktan sonra yüzünde anlamlandıramadığım bir haz almışlık vardı. Gülümsedi. Hayatımda gördüğüm en iğrenç gülümseme karşımda dururken midem ağzıma kadar gelmişti. Birazdan kusacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ispanya
Dla nastolatkówÖzgürlüğe kavuşmak için 23 yıldır tutsak tutulduğu hayattan kaçarken doluya tutulan bir kızın hikayesi. Özgür olmak, normal bir hayat yaşamak için her şeyden, herkesten kaçarken peşini bırakmayan olaylar onun özgür kalmasına engel olup olamayacağın...