SÜRPRİZ

593 22 28
                                    

Keyifli okumalar ❤️

Seni dinliyorum marco. Neler olduğunu anlatacak mısın?"

"Alex"

Biliyordum. İspanyada bir sorun çıktığını biliyordum.

"Biliyorsun senin peşinde"

Devamını getirmek istemiyor gibiydi.

"Teker teker anlatmayı bırak ne olmuş?"

"Polonun evini basmış adamlarıyla"

Elimdeki bardak yere düşüp parçalanırken gözümden birkaç damla yaş süzülmüştü.

"Polo. O iyi mi?"

"Değil. Babasının yanında şu an."

Elimden tutup sandalyeye oturttu. Kendimi hiç iyi hissetmiyordum. Benim yüzümden poloya zarar vermişlerdi. Benim yüzümden canını yakmışlardı onun.

"Bizim yerimizi öğrenmek istemişler"

Bakışlarım anında marcoyu bulurken korkarak ona baktım. Yerimizi öğrenirlerse buraya da gelirlerdi.

"Merak etme polo hiçbir şey söylememiş. Bu yüzden de bayıltana kadar dövmüşler sonra da evi ateşe verip çekip gitmişler"

Sinirden küfürler edip elindeki kalemi sıkıyordu anlatırken.

Kalbim acıyordu. Duyduklarım karşısında kulaklarım uğulduyor ağlamadan edemiyordum.

"Lütfen poloya bir şey olmadığını söyle"

Gelip diz çökmüş ve bana sarılmıştı. Saçlarımı okşarken konuşmaya devam etti.

"Merak etme ona hiçbir şey olmaz. Sadece babasının yanında dinleniyor. Birkaç kırığı varmış. Babası ona en iyi şekilde bakacaktır"

"İspanyaya gidelim marco. Poloyu görmem gerekiyor"

"Gidemeyiz Perla. Ayrıca haftaya polo buraya geliyor. Herkes onu babasının yanında sanarken onu buraya getireceğim."

"Peki ya alex? Bizim burda olduğumuzu öğrenirse?"

"O bizim şu an italyada olduğumuzu zannediyor. Buraya gelmeden önce bütün tedbirleri aldım. Bizim gerçek kimliklerimiz ve pasaportumuzla italyaya giriş yaptık. İtalyada olduğumuzu kesinleştirecek bazı şeyler bıraktım ama italyanın neresinde olduğumuzu asla bilemeyecekler. Bu yüzden bizi burda bulamazlar. Yine de tedbirli olmamız gerekiyor perla. Sakın yanlış bir şey yapma. Kimseye nerden geldiğimizi ve kim olduğumuzdan bahsetme. Buraya koreden geldiğimizi ve senin bir ispanyol kolejinde okuduğunu söyle. Asla kim olduğundan bahsetme. Anlaştık mı?"

Kafamı sallayıp göğsüne yasladım. Mutlu olmak bu kadar zor olmamalıydı.

"Poloyu arayabilir miyim?"

"Şimdi güvenli değil onu aramamız, belki daha sonra.  Şimdi kahvaltı yapma vakti öğlen oluyor. Kahvaltını yaptıktan sonra eşyaları yerleştirmeye devam etmeliyiz. Bir an önce düzene otursun istiyorum."

Ondan ayrılıp kafamı salladım. Gerçekten ev darmadağınıktı, bir an önce montelenecek ne varsa monteleyip bütün eşyaları yerleştirmemiz gerekiyordu. Daha almadığımız ve gerekli olan bir sürü şey vardı.

"Sen yaptın mı kahvaltını?"

"Atıştırdım bir şeyler. Senin için de peynirli krep yaptım, dolapta. Isıtıp ye"

"Sağol uğraşmasaydın keşke"

Marco yerden kalkıp yanıma geldi. Tezgahla arasında kalırken yüzüne bakmamaya çalışıyordum.

Ispanya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin