GEÇMİŞ

1.5K 50 23
                                    

1 hafta sonra

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

1 hafta sonra

" ya! Kıpırdamadan dur. "

Sinirle poloya söylenip olduğum yerde ufak çaplı sinir krizi geçiriyordum.

" yapamıyorumm."

Diye mızırdanan poloya bir tane geçirmemek için zor tutuyordum kendimi.

"Ama çizemiyorum iki dakika sabremez misin? "

"ben de öyle çizemiyorum ne yapabilirim perla."

Sitem dolu bakışları üzerimde gezindikten sonra elindeki fırçayı bırakmış öylece durup bana bakmaya başlamıştı.

" buyur. Hadi çiz."

"yes! iste böyle harikasın. Sabahtan beri bir oraya bir buraya gitmesen çoktan bitmişti."

Poloyla birlikte bahçede marconun oyalanmam için getirdiği tuvaller ve boyalarla birbirimizin resmini çizmeye çalışıyorduk. Ama polo o kadar çok hareket ediyordu ki onu görüpte çizmem çok zordu. Yerinde dur dedim diye de azar işitiyordum üstüne.

" dur biraz yakına gelmem lazım."

Poloya daha da yaklaşıp yüzündeki detayları görmeye çalıştım.

"perla şaheser mi yaratıyorsun anlamadım ki"

Şaheser değildi belki ama elimden geleni yapıyordum.

"bunu evinin başkösesine asmazsan fena bozuşuruz"

" ayıp ettin. Kapının girişine asıcam ki herkes görsün"

gülümsedim. Poloyla vakit gecirmek çok iyi geliyordu. Bu bir haftada daha da yakınlaşmıştık. San sebastiandan döndükten sonra marco italyaya tekrar gitmis iki günlüğüne yine poloya göndermişti beni. Italyadan lukasla birlikte 4 gün önce dönmüşlerdi. Evde iki baş belası erkekle takılmak gerçekten zordu. Neyseki yardımıma polo koşmuştu. Dün sabah poloyla bahçede resim çizmeye başlamıştık. Bugün ise resimlerin bitme günüydü ama polo bey bir türlü rahat durmuyordu.

"Işte oldu." Boyalı ellerimi birbirine çarpıp sevinçle dans etmiştim. "Biraz suya ihtiyacım var. Bekle beni sakın resmime bakma! Duydun mu?!"

"duydum evet. Hadi koş."

Elimdeki fırçaları bırakıp büyük bahçe camından içeri girdim. Lukas ve marco kendi aralarında konuşuyorlardı.

"Ne yapacaksın? Onu daha fazla koruyamazsın marco"

Beni görmemeleri için biraz geride durup konustuklarını dinlemeye başladım. Bu huyumdan acilen vazgeçmem gerekiyordu. Milleti gizlice dinlemek rahatsız ediyordu artık.

"onu bu halde oraya gönderemem lukas biliyorsun. Daha çok saf ve masum. Onu orda öldürürler anlarlarsa. "

Marconun söylediklerinden sonra konuştukları şeyin benim hakkımda olduğunu anlamıştım. Iste şimdi konu daha ilgi çekici olmustu.

Ispanya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin