Akşam yemeği (mini part)

209 14 3
                                    

Atlas için her şeyi alıp bütün mağazayı gezdiğimizde yürümek için bacaklarımda derman kalmamıştı.

"Çok yoruldum biraz dinlenemez miyiz?"

Marco elini belime sarıp kendine doğru çekmişti.

"Yemeğe gidiyoruz şimdi güzelim. Orda dinlenirsin"

Gülümseyip Yanağını öptüm.

Arabaya doğru ilerleyip elimizdeki eşyaları bagaja koyduktan sonra iki araba yola koyulmuştuk.

"Nereye gidiyoruz"

"Yemek yemek için çok güzel bir yer ayarladım. Gidince görürsün. Şimdi biraz dinlen"

Onu onaylayıp arkama iyice yaslanmış ve gözlerimi kapatmıştım.

Yağmurun camımıza vuruşu arkada çalan radyonun kısık sesiyle huzur verici bir hal alıyordu..

Huzur neydi de buna bu kadar ihtiyaç duyuyorduk?

"Perla geldik birtanem."

Gözlerim yavaş yavaş açılırken soğuk hava içimi titretmişti.

Siyah kabanıma iyice sarılıp uyku sersemi marcoya baktım.

"Kaç saat oldu. Çok mu uyudum?"

O kadar çok uyumuş gibi hissediyordum ki.

Marco elimden tutup arabadan inmemi bekledi. Neden bu kadar iyi davranıyordu bu adam bana?

Arabayı park etmesi için valeye verdikten sonra marconun koluna girdim. Kocaman ışıklarla dolu lüks otele girerken Gözlerimi bu şahşalı güzellikten alamamıştım.

Ama içimi kemiren bu soruyu da sormam gerekiyordu.

"Marco?"

"Efendim perla"

"Neden bana bu kadar iyi davranır oldun birden bire?"

"Çünkü seni seviyorum perla. Sana çektirdiğim acılar için özür dilemem kendimi affettirmem gerekiyor."

"Seni affettiğimde bana iyi davranmayı bırakacaksın yani"

"Nerden ne çıkarıyorsun sevgilim gerçekten anlamıyorum"

Asıl ben seni anlayamıyorum marco. Diye geçirdim içimden

Daha önce hic bu kadar kibar olup bana sürekli sevgilim birtanem dememişti. Dese bile bu sadece 1 2 saat sürüp sonra yine odun marco oluyordu.

Onun bu haline hiç alışkın değildim.

Rezervasyonumuzun olduğu kısma geçmek için önce camdan bir asansöre binmiş ve en son kata çıkmıştık.

Cam kenarında şehrin ışıkları ayaklarımızın altında olan masaya geçtiğimizde Marco sandalyemi çekip oturmamı bekledi.

Fazla paranoyak olma perla. Fazla paranoyak olma. Anın tadını çıkar sadece.

Gülümseyerek sandalyeye oturduğumda yanımda yerini aldı.

"Burası gerçekten çok güzelmiş"

Carmen etrafa hayranlıkla bakınırken garson yanımıza gelmişti.

"Hoşgeldiniz. Ne arzu edersiniz?"

...

Yemeklerimiz gelmiş sohbet eşliğinde hepsini yemiştik.

Tatlılarımız geldiğinde Carmen konuşmak için boğazını temizleyip sırtını olabildiğinde dikleştirdi.

"Perla."

Ispanya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin