On beş°

106K 4.2K 537
                                        

Ozan ve İclal sevgili oldu. Ozan ve İclal sevgili oldu. Ozan ve İclal sevgili oldu.

Peki.

Ozan ve İclal sevgili oldu. Ozan ve İclal sevgili oldu. Ozan ve İclal sevgili oldu.

Hayır.

Ozan ve İc-...

"Ne düşünüyorsun?"

"Hiçbir şey, kahve bekliyorum."

"Kahvaltı yapmayacak mısın?"

"Atıştırdım evde bir şeyler." diyerek kantincinin uzattığı kahveyi aldım. Biraz yalandan kimseye zarar gelmezdi değil mi?

"Yardımcı olayım mı?"

"Yok, sağol Hande. Yukarı çıkıp ödev yapmam lazım, kaçtım ben." diyerek kantinden çıktım. Pekala, biraz daha yalandan zarar gelmezdi umarım.

Üçüncü kata çıkarken merdivenlerde Ozan'ı görmeyi beklemiyordum. Yüzüne bakamayarak kafamı öne eğdim. Sevgilisi var Ela, sıkıntı çıkarma. Sevgilisi var Ela, laf atma. Sevgilisi var Ela, o artık seninle değil. Sevgilisi var El-...

"Kime diyorum ben? Duymuyorsun."

Konuşma Ela, yapabilirsin.

"Neden konuşmuyorsun, dilini mi yuttun?"

Yanından geçip gitmeye çalıştığımda önüme geçerek sırıttı. "Haa, sen sevgili yaptığımı duydun. Nasılmış Ela Hanım?"

Tekrar geçmeye çalıştığımda yine izin vermedi. "Sen sevgili yaptığında ben böyle yapmamıştım, uğraşmıştım. Böyle hiç eğlenceli olmuyor, bil istedim."

Seni kışkırtıyor, sakın karşılık verme.

"Konuşsana ya, sinir oldum."

Yanından geçmeye çalıştığımda bu sefer engel olmayarak "İyi," dedi. "Ben de sevgilimle konuşmaya giderim."

Canı cehenneme.

"Yeri geliyor diline kadar öptüğün insanla iki çift laf edememek koyuyormuş insana, duygulandım."

İlk öptüğüm kişi gözlerimin önünde dalga geçerek yanımdan yeni sevgilisinin yanına gidiyordu. Ben belki bir daha kimseyi öpemeyecektim ama o benim yerime onlarca insan koyabilecekti. Tuhaftı, sanki ikimiz bir terazideydik ve ben ağırlığımla onu uçuruyordum. Ben dipteydim ama o mutluydu, hiçbir zaman eşitlenmeyecektik. Hiçbir zaman onun gibi yeni birini sevemeyecektim.

Sınıfa girerek elimdeki kahveyi çöpe attım. Açlıktan, susuzluktan ölmek mi istiyordum bilmiyordum ama Hande'nin dediği gibi bir gün mutlaka serumluk olacaktım.

Sessizce yerime geçerek oturdum. Herkes gelmişti, artık okula eskisinden daha geç geliyordum. Hatta en geç ben geliyordum, öğlenleri eve gidiyordum ve okul çıkışı kimseyle konuşmadan koşarak servisime biniyordum. İnsanlarla daha az muhatap olursam daha az üzülebilirdim.

Yerime oturduktan sonra kapüşonumu kapatarak kafamı sıraya koydum ve gözlerimi kapattım. Uyuyacaktım ve herkesle çok daha az muhatap olacaktım.

¤¤¤

"Ela!"

Off hoca uyuduğumu fark etmiş. Gözlerim hala kapalıyken bir, iki, üç diyerek kafamı yavaşça kaldırdım, biri camı açmış olabilirdi.

"Neden uyuyorsun sürekli, hasta mısın?"

Aşığım desem ne olurdu?

"Değilim hocam."

"Sürekli uyuduğuna göre bir problem var."

"Yok."

"Geçen seneki mutlu, pozitif, çalışkan Ela'dan eser yok. Sen hedefleri olan bir kızdın, şimdi o kızı göremiyorum karşımda."

Geçen sene Ozan vardı çünkü. Sevildiğini sanmak bile bunlara yol açıyorsa gerçekten sevilmek kim bilir nasıldır? Acaba kolumdaki yara izine de iyi gelir miydi sevilmek? Onu hiç sevmiyordum da.

"Çalışıyorum hocam." dedim ağzımın içinde. Konuşmak bile istemiyordum.

"Annenle görüşmek istiyorum ya da babanla, hangisi müsaitse."

Hayır diye itiraz edersem bir şeylerden şüphelenecekti, eğer evet dersem bu ne özgüven deyip sinirlenecekti. En iyisi susmaktı, Ozan'da da işe yaşamıştı.

Çalan zille kafamı sıraya vurarak "Aferin," dedim. "Bu ders uyumamam gerekiyordu."

"Sana demiştim hocanın gözüne battın diye."

"Sus kız sen de, çarpacağım şimdi arkadan cam etkisi yapacak."

Çirkefleştiğim hal beni de şaşkına çevirirken kendime artık yabancı geliyormuş gibi hissetmiştim. Bu ben değildim, bu aptal kız ben değildim.

Herkes öğlen yemeğine giderken bir kez daha şaşırdım. Ben nasıl beş saattir uyuyordum, evet ara ara uyanıyordum ama daha az oldu diyerek geri uyumaya çalışıyordum. Cidden içmeden sarhoş olabilecek bir kapasiteye sahiptim.

Tamamen boşalan sıraları iterek dizlerimi karnıma çektim. Uyuşuk hissediyordum ve ağlamak istiyordum. Evet, birkaç dakika daha acıklı şeyler düşünürsem ağlayabilirdim. Ya şu an Ozan, İclal'i öpüyorsa? Tamam ilk göz yaşım gelmişti, devam etmem gerekiyordu. Çığlık ata ata ağlayıp etrafa saldırmak istiyordum.

"Sabah o kahveyi içmeliydin."

"Ama içmedim."

Vitamin içmem gerekiyordu, çantamı açarak vitamini ve suyu aldım. Akşam da balık yağı içiyordum, yoksa bunlar mı beni ayakta tutuyordu?

"İyi görünmüyorsun, uyuşturucu bağımlıları gibi bir tipin var."

"Fazla Euphoria izlemiş olmalısın."

"İzlemedim."

Cevap vermeyerek çantamdan not defterimi çıkardım. Son kez okuyup çöpe atacaktım, Ozan ile ilgili olan her şeyi küçük küçük not almıştım tarihleriyle. Son kez üzülme izni veriyordum kendime.

"Umarım bir an önce kendine gelirsin, geç olmadan." diyerek sınıftan çıkan Batu'nun arkasından kapanan kapıya uzun uzun baktım.

Geç olmadan.

Yarına kadar görüşmek üzere

Sen ve BenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin