İki°

156K 5.2K 934
                                    

Okula gitmediğim bir günün ardından sıkıntıyla iç geçirerek karşımda duran okula baktım. Bugün de gelmeyecektim ama annem izin vermemişti, dün gerçekten kötü olduğum için inanmıştı ama bugün...

Ozan'ı görmek istemiyordum, sevgilim dediğim Akın'ı görmek istemiyordum. O an canım o kadar yanmıştı ki aklıma yapacak hiçbir şey gelmemişti. Köpek gibi aşıksın lafı hâlâ kulaklarımda çınlıyordu.

Okula girerek kimseyle muhatap olmadan sınıfa çıktım. Orta sırada oturan iki kızdan başka kimse yoktu. Cam kenarı, orta tarafa geçerek çantamı koyup üzerine yattım. Bok gibi bir hâlde olduğumun farkındaydım ama elimden gelen hiçbir şey de yoktu.

O, lisenin ilk gününden beri sevdiğim çocuktu. On birinci sınıfın kasım ayında çıkmış, bir hafta önce yani on ikinci sınıfın kasım ayında ayrılmıştık. Sebebi ise canının sıkılmasıymış...

Ben onu sıkmıyordum ki! Eteğimin boyuna kadar karışan kendisiydi.

Sınıf yavaş yavaş dolarken hiç kimseyi umursamayarak kapüşonumu kapatıp uyumaya çalıştım.

¤¤¤

"Ela, kime diyorum kızım?"

Tanıdık gelen bir sesle kafamı sıradan kaldırdığım an acıyla inleyerek kafamı tuttum. Uyku sersemi hâliyle ne olduğunu anlamadan kafama tekrar bir şey çarptığında tekrar inledim, bu sefer elimi hissetmiyordum.

Sınıftan birkaç gülme sesi geldiğinde sinirle yana dönerek "Komik mi?" diye bağırdım. Aniden kalktığım için açık pencereye kafamı çarpmıştım, o ise kapanıp tekrar açılarak bu sefer elime vurmuştu.

Nefret ediyordum bu sıradan.

"Kızım iyi misin sen? Git bir elini yüzünü yıka."

"İyiyim hocam, gerek yok."

"Uyuma o zaman, not al. Sınavda çıkacak bunlar."

"Tamam." diyerek çantamı sıradan indirip rastgele bir defter açmıştım ki zilin çalmasıyla derin bir nefes verdim. Yazı yazmama gerek kalmamıştı. Defteri yanımdaki boş sıraya koyarak az önceki gibi uyumaya devam ettim.

Kimsenin yüzüne bakamayacak kadar kötü hissediyordum kendimi.

"Kalk, konuşmamız lazım."

Birisi omzuma sertçe vurduğunda bu sefer dikkatle kalkarak "Ne?" diye bağırdım. Ozan yine gülerek bana bakıyordu. Sınıf boş sayılırdı. Duvar kenarı, en arkada oturan Batu ve birkaç kız dışında kimse yoktu.

"Dün niye gelmedin?"

"Hatırlarsan biz ayrıldık, sana hesap mı vereceğim?"

"Ya kızım uzatma işte, soru sorduk."

"Canım istedi gelmedim Ozan, sa-na-ne!"

"Ela, sinirlendirme beni. Daha fazla uzatmayacağım, sevgilin olmadığını biliyorum."

"Sanane, benimle ilgili olan her şeyden sanane. Artık çık hayatımdan."

Gözlerimin sulanmaması için kendimi sıkarken ne kadar başarılı oluyordum bilmiyordum. En kötüsü sınıf arkadaşlarıma bile rezil olmuştum şu an.

"Sevgilin nerede?"

"Gelmedi bugün okula, dövecek miydin? Hani yapmadığın şey değil de ondan sordum."

Tanıdığım en kıskanç insandı.

"Ela, sadece yalan söylediğin için sana güleceğim. Hadi, sevgilinin yanına git. Görmek istiyorum."

"Siktir git. Tam şu an sınıfımdan siktir git."

İlk defa ona bağırmadan sakince söylemiştim bunları. Hatta öyle ki sesim fısıltı gibi çıkmıştı. Onu spor salonunun önünde gülerek bekleyen kızı bugün bu hâle getirmişti.

"Peki gidiyorum, bu hafta içinde seni sevgilinle görmezsem diye dinlenmeye gidiyorum. Kahkaha atmak için çok enerjiye ihtiyacım olacak."

O sınıftan çıktıktan sonra dayanamayarak gözyaşlarımı serbest bıraktım. Kendime engel olamayarak hıçkırmaya da başlamıştım. Sınıftakilerin daha fazla bu hâlimi görmesini istemediğim için sınıftan çıkıyordum ki Akın girdi. Kapıda karşılaşmıştık, bana garip bir şekilde bakmaya başladığında "Çekil kenara." dedim.

"Sen yine mi ağlıyorsun?"

"Sanane."

Çekilmeyeceğini anladığımda omzundan iterek sınıftan çıkıp lavaboya girdim. Yine herkese rezil olmuştum.


Sen ve BenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin